Aheste Gariplikler Adası
Günün birinde adaya düşecek olursam -ki umarım bu olmaz- Gariplikler Adası‘na düşmek istiyorum. Teknem aheste aheste yanaşabilir sahile, alabora olmaya veya kıyıya vurmaya gerek yok. Ama bir dakika ben Denizci değilim ki! Yani içinde deniz geçen bir işim var ama bu denizci olmak anlamına gelmiyor. Hele ki adım Denizci hiç
Kurgu Dışı Çocuk Kitapları
Her çocuk roman, hikâye gibi türlerde kitap okumayı sevmeyebilir. Veya tam tersi bir çocuğun bambaşka konulara, dünyalara ilgisi olabilir. Tam bu noktada “kurgu dışı çocuk kitapları” kategorisinde toparlamaya çalıştığım kitapların önemli olduğunu düşünüyorum. Aralarında biyografi, gezi, günlük, etkinlik, anlatı, bilmece türünde tarih, coğrafya, mutfak, yemek tarifleri, felsefe gibi konu başlıklarında
Kalamar Pansiyon
Yaz hikayelerini okumayı çok seviyorum, içinde deniz geçiyor. Yaz hikayelerini kışın okumayı pek sevmiyorum, denize olan özlemim tavan yapıyor 🙂 Hanzade Servi’nin Kalamar Pansiyonu’na da ilk bölümü seversem devam ederim diye başladım,bir de baktım kitabın sonuna gelmişim. Tam bitirecekken uyuyakaldım ve gece boyu rüyamda pansiyondakilerle sohbet ediyor ve denize giriyordum.
Denizi Düşleyen Prenses
Bir çocuk kitabından bahsetmeyecek olsaydım sanırım başlıktaki “prenses” ben olurdum; denizi düşlediğim için.. Ankara’nın sevmediğim birçok özelliğinin yanında denize en az 4-5 saat uzaklıkta olması da sayılabilir. O yüzden, sıklıkla ben de denizi düşlerim. O yüzden de Wave’i çok severim. Denizi Düşleyen Prenses’in içerisindeki dağ/deniz karşılaştırması/tercihi de çok güzeldi. “Dağlardaki
Wave / Dalga / Suzy Lee
Bir kitabı anlatmak isteseydim sanırım şöyle demem gerekirdi: “Suzi o gün evde çok sıkılmıştı; annesiyle oyunlar oynamış, tavşanıyla çay partisi vermiş-kurabiyeleri fincana yarım batırarak yemişler- kitaplıktaki kitaplarını renk sırasına göre dizdikten hemen sonra aynı renkler asla yan yana gelmeyecek şekilde bir daha düzenlemişti. Ancak ne yapsın deniz ve güneş durmadan