Aylaklar Kumsalı
En son ne zaman bir kitabı henüz bitirmeden blog yazısı yazmaya geçtim, gerçekten hatırlamıyorum. Bazen öyle bir his geliyor. Daha doğrusu okuduğum kitabın okuduğum kadarı da bana “yazsana” diye fısıldıyorsa onun peşinden gitmeyi seviyorum. Bu kitabı da editörünün paylaşımında görüp heyecanlanmıştım. Aylaklık sevdiğimden mi? Kumsal sevdiğimden mi? İkisini bir arada
Derin Düşünceler : Arkadaşlık
Gecenin saat 23.25’inde ani bir kararla Mantar Pano köşemde yeni bir bölüm açıyorum. Bunun adı belirsizlik ve değişim değil çünkü. Bunun adı Kirpinin Zarafeti‘ndeki Paloma’ya selam göndererek “Derin Düşünceler” oldu. Bu ara en derin düşüncem de arkadaşlık. Yazarken belki de kıvrımlarda saklananlara rastlarım bilmiyorum. (Riko’nun notları gibi açıklamalı notlar da
Oz Büyücüsü
L. Frank Baum’un Oz Büyücüsü isimli kitabını ilk okul zamanında okumuştum. O zaman Dorothy’nin ayakkabılarından büyülenmiştim. Sonra ara ara yeniden okudum ama en çok etkilendiğim okuma, geçen ay yaptığım son okuma oldu. Ve hemen bir hafta sonra da şu yazıda bahsettiğim, Çocuklarla Felsefe uygulamalarından birinde Oz Büyücüsünde benim de altını
Bir Kitap Kulübü Hikâyesi : Çocuk Kitapları Kulübü
Nereden Çıktı Bu Fikir De Şimdi?Bundan yaklaşık 4 sene öncesiydi, okuduğum kitaplar hakkındaki fikirlerimi birileriyle paylaşamıyor olmak beni rahatsız ediyordu. Bloga yazdığım yazılara gelen yorumlarla avunmaya çalışıyor, sosyal medyada “uzaktan” tanıdığım insanlara laf atıyor ama sonuçta pek de tatmin olamıyordum. Yüz yüze buluşmanın olacağı bir kulüpte bulunma şansım yoktu. Ben
Konuk Değil Baş Belası
Nisan okumalarında biraz bahsetmiştim, Mayıs ayı için niyetim biraz daha Alman Edebiyatına yönelmekti. Steinhöfel’i yeniden okumaya geçmeden önce Farklı ile tanıştım, ardından Nöstlinger’in Curcuna Evi’ne konuk oldum. İkisini de çok sevmiştim. Uzun zaman önce sahaftan aldığım “Konuk Değil Baş Belası“na ise yine Nöstlinger’den devam etmek istediğim için başladım. Araya birkaç
Boynuyamuk
Bloga hangi kitapla dönerim bilmiyordum. Şimdi masamda bekleyenlerle göz göze geldik. Evet gerçekten hepsi için ayrı heyecan duyuyorum. Lakin önceliğim Banu’nun Boynuyamuk kitabında. Boynuyamuk Banu’nun kitaplarından bazılarını hatırlayacak olursak; Mesela Lokum’un ona sorular sorduğu kitabı Kediler, soğuk kış günlerinde içinizi sımsıcak yapan hikayesi Burun Giysisi. Kapağı (içeriği hiç bilmeden) Banu’nun
Arkadaşım Olmak İster Misin?
İlkokulda 3. sınıfa kadar annemin öğretmenlik yaptığı özel okulda okuduktan sonra 4. ve 5. sınıfları evimize yakın olan bir devlet okulunda okudum. Bu “macera”dan aslında başlı başına bir kitap çıkar. 19 kişilik sınıftan 65 kişilik bir sınıfta okumaya, kokulara, bahçedeki çeşmeden su içmek için sıra beklemeye (ki sıra bekleyen sadece
Değirmenci İle Baykuş
Bazı resimli kitapları okumak bana o kadar keyif veriyor ki aradan zaman geçtikçe tekrar tekrar okuyasım geliyor. Kafiyeli dilini özlüyor, detaylı çizimlerinde kendimi kaybediyorum. Değirmenci ile Baykuş da onlardan biri. (Üç Kedi Bir Dilek, Limon Ağacının Şarkısı bu tarzda aklıma ilk gelenler) Sadece resimlerine bakarak bile Değirmenci’ye ayrı bir hikaye