Ö.T.E.K.İ.

İlkokulu biraz özel okul biraz da devlet okulunda okuyunca çok çeşitli arkadaşlarım oldu. Özel okuldaki arkadaşlıklar biraz daha mesafeliydi ve benim hafızam o kadar iyi değil, okula 5.5 yaşında başladığımdan tek derdim, matematik dersinin gelmemesi, teneffüse çıkmak ve biraz uyumaktı 🙂
İlkokul 4 ve 5. sınıfı ise curcunanın hiçbir gün eksik olmadığı devlet okulunda okudum. Sınıflar 65 kişilikti, 3’er kişi otururduk ve Anadolu Lisesi’ni kazanmamız şarttı, yarış atları gibi okuldan dershaneye koşardık. Öğretmenimiz sınava yönelik bizi çalıştırmak haricinde “hayata yönelik” bir çalışmada bulunma gayretinde değildi. Sınıfa sonradan katıldığım için daha en başta “Farklı” biriydim. Oyunlarına nasıl katılacağımı bile bilemiyor, biri bir şey sorduğunda ciddi sanıyordum ki benimle dalga geçtiklerini sonradan anladım 🙂 5. sınıfın sonlarına doğru arkadaşlarımla uyum içerisinde sıra dayağı yemek üzere elimi uzattığımı, cipsten çıkan tasolarla oynadığımızı ve ‘kim kime aşık’ dedikodularına ortak olduğumu fark edip mutlu olmuştum.

İlkokul hayatı zordur bence hele ki zorbalar, dalgacılar ava çıkmışsa!

Ö.T.E.K.İ. kitabındaki Franz’ın ise durumu benden farklı. Sınıfında her zaman ‘normal’ bir konumdayken bir anda sol gözünde yaşanan tembel göz (ambliyopi) sorunu nedeniyle sol gözüne bant takılması gerekir. Ve hayat o an’dan itibaren Franz için değişir, çünkü o artık ‘Mortgöz’ olmuştur.

blank

Franz yeni hali ile futbolda aranan isim olmadığını, arkadaşlarının ona biraz ‘tuhaf’ baktığını fark eder ve teneffüste kenara çekilip beklediğinde yepyeni arkadaşlar edinir.

blankHayat sadece ‘normal’ olanları mı kabul eder? Dişinde tel varsa, yüzün sivilceliyse, saçın olması gerekenden biraz fazla kabarıksa veya sadece arkadaşlarından uzun boyluysan gidecek yerin yok mudur?

“Aslında hepimiz biraz tuhafız. Öyle olmasak nasıl ayırt edilirdik birbirimizden?”
Eski jimnastik salonunda buluşan 23 çocuğun birbirlerine destek olma hikayelerini yüzümde gülümseme ile okudum.
Bu gizli topluluğun başında kimin olduğunu öğrendiğinizde siz de çok şaşıracaksınız.

Ö.T.E.K.İ’nin yaptığı ilk iş, arkadaşlarının taktığı saçma takma isimleri değiştirmek olur.

İsimlerin hepsi de her bir çocuğu farklı kılan özelliğine atıfta bulunurken, bu Ö.T.E.K.İ. içerisinde bir utanç değil gurur kaynağı anlamına geliyordu.
Franz, Mortgöz yerine Kobra Göz olur. Dişlerine tel takılı olanlar Demir Çene ya da Metal Diş gibi takma adlar aldılar. Saçları kabarık olan pembe eşofmanlı kızın ismi ise favorim: Kablolu Lepiska 🙂
Bu da güzel bir ‘bakış açısını değiştirme’ değil midir?
Ö.T.E.K.İ. Gizli bir topluluk olduğu için haberleşme yöntemleri de gizli olmak zorundadır. Bunun için kütüphanenin hiç okunmayan kitaplarında birbirlerine mesajlar bırakmaya başlarlar. İşbirliği ve destek amaçlı kurulan bu topluluğun üyelerinden birinin başına hiç beklemedikleri bir olay gelir ve topluluk tatlı bir intikam için bir araya gelirler.
Hepimizin kendimizi ‘kötü, çirkin, alakasız’ bulduğu özelliklerimiz yok mudur? Bu kitap tam da bu özelliklerle birlikte yaşayabilme rehberi sunuyor bize.

Kendinden utanma, kendini kötü hissetme
Boyun uzun olabilir, yüzün çok sivilceli de olabilir,
Sen çok değerli ve özelsin,
Mortgöz değil Kobra Göz olmak senin elinde!

Bu kitabı okuyan çocukların da ‘normal’lik üzerine düşüneceklerini, kendilerinde ‘farklı’ gördükleri şeyler için daha neşeli bir yaklaşıma sahip olacaklarını düşünüyorum.
Ne de olsa,
Örgütlenen Tuhaf Erkekler Kızlar İleri !

* Görselde bir Ö.T.E.K.İ. çalışması yapmaya çalıştık ve bunu yaparken bolca eğlendik 🙂

  *Lokum Çocuk Kütüphanesi instagram hesabındaki başka pek çok kitap da ilginizi çekebilir.
8 yaş ve üzeri kitaplara buradan ulaşabilirsiniz.

Ö.T.E.K.İ.
Özgün adı: Los O.T.R.O.S.
Yazan: Pedro Manas
Çeviren: Saliha Nilüfer
Yaş Grubu: 8+
İletişim, 2012, 104 sayfa, karton kapak

lokumcocuk

0 Yorum

Yorum gözükmüyor

Şu anda yorum yok, bu yazı için ilk yorumu sen yapabilirsin!

Yorum yapabilirsin

<