Bugün Adım Kaktüs Benim
Her zaman “papatya” değiliz sanırım; bazen “kahkaha çiçeği” bazen “küstümotu” bazen de “kaktüs” oluruz. Bugün Adım Kaktüs Benim hikâyesini okurken aklıma kendi çocukluğum geldi. Nasıl gelmesin ki; ben de -hatırladığım kadarıyla- en az 1 gün “papatya” isem diğer gün “kaktüs” olabiliyordum 🙂 Büyüyünce unutuyoruz aslında küçükken neler yaşadığımızı ve hissettiklerimizi.
Böcekler İçin İlkyardım Merkezi ve Doğabilimci Profesörün Heyecanlı Yolculuğu
Böcekler İçin İlkyardım Merkezi kitabında hikâyeyi çok zayıf buldum oysa ki arka kapağı okuyunca baya meraklanmıştım: “Böcekler çok küçük ve çirkindir. Herkes acımadan onları ezmekte ya da üstlerine zehirli ilaçlar sıkmaktadır. Ama onların da yaşamaya hakkı vardır! Ve bir anneye…” Veteriner Dario Pistolazzi bir gün hayvanların takıntılı sahipleri yüzünden işinden
Benek Tozu ve Diğer Müthiş Sırlar
Roald Dahl ile geç tanıştım, şöyle minnacıkken tanışmış olsaydım hayatım çok daha farklı olurdu 🙂 Hani yani, o kadar! Geçtiğimiz eylül ayında RD Amcanın tüm kitaplarını okumuş ve kendimce doğum gününü de kutlamıştım. Can Çocuk yayınlarının derleme bir RD kitabı hazırlığında olduğunu biliyordum ama içerikten haberim yoktu. Tamamen tesadüfen gördüm
Ben ve Sen
“Yaşam, yazarlarını bekleyen bir hikayedir. Kim anlatmak ister?” Çok güzel bir ifade değil mi? İçinde farklılıkları ve benzerlikleri olan iki yaşam hikayesi var bu kitapta: Aziza ve Beata Kütüphaneci Marina’nın büyük bir kentin yakınlarındaki küçük bir kasabanın kütüphanesinde çalıştığını okuyunca kitaba hemen kanım kaynadı tabii. Ne yazık ki ülkemizde kütüphaneciler
Babam Çalılığa Dönüşünce
Bu kitap uzun zamandır karşıma çıkıyordu ancak okumaya fırsatım olmamıştı. Kitap kısacık da olsa bazen denk gelip tek seferde okuyamıyorum ve kitaptan soğuyorum. Bu kitabı tesadüfen “Geçtigitti geçtigitti geçtigitti” kitabı ile aynı gün ve tek seferde okuma şansım oldu. Yaşasın, kızı uyurken onun yanında kitap okumak zorunda bırakılan (!) anneler!
Ayı Olmayan Ayı
Ne zaman ve nasıl tanışacağımı bilmiyordum “Ayı Olmayan Ayı” ile; ama elbet bir gün yollarımız kesişecekti. Çünkü ismi, konusu merak uyandırmış, alınacaklar listesine eklenmişti. Derken bir gün kapı çaldı ve postacı amca bize bir paket getirdi. Kimseden paket beklemesem de kargonun üzerinde benim adım yazıyordu ve demek oluyordu ki bu
Ara Güler: İyi Fotoğrafçı Dikiş Makinesiyle De Resim Çeker
Biyografi okumak apayrı bir heyecan sanırım. Sadece uzaktan tanıdığın ve belki “medyaya yansıtılan” haliyle sevdiğin/sevmediğin birinin iç dünyasına tanıklık etmek keyifli bir okuma. Bayram tatilinde Roald Dahl’ın “Tek Başına” isimli kitabını okumuş ve çok sevmiştim. Hatta o kadar sayfa nasıl geçti anlayamamıştım. Ara Güler: İyi Fotoğrafçı Dikiş Makinesiyle De Resim
Aklından Düşünceler Geçen Çocuk
Çocukların hayal dünyası inanılmazdır. Biraz konuşursanız kurduğu cümlelere hayran kalırsınız çünkü o “saf”lık hiç bozulmamıştır-henüz-. Büyüdükçe o “saf”lığı yitirdiğimizi ama içimizdeki çocuğu da sevmeye okşamaya devam ettiğimizi düşünüyorum. Yoksa hayat çekilmezdi herhalde:) Küçükken -bazı buluşmalar dışında- kardeşim de olmasına rağmen çoğunlukla tek büyüdüm daha doğrusu tek oynadım. Bu da gerek
35 Kilo Tembel Teneke
29 Mayıs 2015, Elif neredeyse 14 aylık olmak üzereyken kendi başıma(yani yalnız 🙂 dışarı çıktığım ikinci gün olarak kayıtlara geçti. Bu kaydın bu kadar net hatırlanmasının sebebi de tam da o gün sahaftan aldığım kitaplardan birini bir kahvecide kahvemi içerken bitirmiş olmamdı. Aman ne harika bir gündü, anneme ne kadar
Konuk Değil Baş Belası
Nisan okumalarında biraz bahsetmiştim, Mayıs ayı için niyetim biraz daha Alman Edebiyatına yönelmekti. Steinhöfel’i yeniden okumaya geçmeden önce Farklı ile tanıştım, ardından Nöstlinger’in Curcuna Evi’ne konuk oldum. İkisini de çok sevmiştim. Uzun zaman önce sahaftan aldığım “Konuk Değil Baş Belası“na ise yine Nöstlinger’den devam etmek istediğim için başladım. Araya birkaç