Bugün Adım Kaktüs Benim
Her zaman “papatya” değiliz sanırım; bazen “kahkaha çiçeği” bazen “küstümotu” bazen de “kaktüs” oluruz. Bugün Adım Kaktüs Benim hikâyesini okurken aklıma kendi çocukluğum geldi. Nasıl gelmesin ki; ben de -hatırladığım kadarıyla- en az 1 gün “papatya” isem diğer gün “kaktüs” olabiliyordum 🙂 Büyüyünce unutuyoruz aslında küçükken neler yaşadığımızı ve hissettiklerimizi.
Ben ve Sen
“Yaşam, yazarlarını bekleyen bir hikayedir. Kim anlatmak ister?” Çok güzel bir ifade değil mi? İçinde farklılıkları ve benzerlikleri olan iki yaşam hikayesi var bu kitapta: Aziza ve Beata Kütüphaneci Marina’nın büyük bir kentin yakınlarındaki küçük bir kasabanın kütüphanesinde çalıştığını okuyunca kitaba hemen kanım kaynadı tabii. Ne yazık ki ülkemizde kütüphaneciler
Aklından Düşünceler Geçen Çocuk
Çocukların hayal dünyası inanılmazdır. Biraz konuşursanız kurduğu cümlelere hayran kalırsınız çünkü o “saf”lık hiç bozulmamıştır-henüz-. Büyüdükçe o “saf”lığı yitirdiğimizi ama içimizdeki çocuğu da sevmeye okşamaya devam ettiğimizi düşünüyorum. Yoksa hayat çekilmezdi herhalde:) Küçükken -bazı buluşmalar dışında- kardeşim de olmasına rağmen çoğunlukla tek büyüdüm daha doğrusu tek oynadım. Bu da gerek
35 Kilo Tembel Teneke
29 Mayıs 2015, Elif neredeyse 14 aylık olmak üzereyken kendi başıma(yani yalnız 🙂 dışarı çıktığım ikinci gün olarak kayıtlara geçti. Bu kaydın bu kadar net hatırlanmasının sebebi de tam da o gün sahaftan aldığım kitaplardan birini bir kahvecide kahvemi içerken bitirmiş olmamdı. Aman ne harika bir gündü, anneme ne kadar
Konuk Değil Baş Belası
Nisan okumalarında biraz bahsetmiştim, Mayıs ayı için niyetim biraz daha Alman Edebiyatına yönelmekti. Steinhöfel’i yeniden okumaya geçmeden önce Farklı ile tanıştım, ardından Nöstlinger’in Curcuna Evi’ne konuk oldum. İkisini de çok sevmiştim. Uzun zaman önce sahaftan aldığım “Konuk Değil Baş Belası“na ise yine Nöstlinger’den devam etmek istediğim için başladım. Araya birkaç
Soğuktan Korkmayan Tek Kuş
Adana’da doğup büyüyen birine göre sıcaktan fazla hoşlanmayan bir yapım var. Bana göre en güzel mevsim sonbahar, hele ki Ankaradaysanız. İlkbaharı gerçekten yaşayan ve kıştan çıkıp direk yaz sıcaklarına geçmeyen bir memleket varsa orayı da tercih edebilirim. Ama kış… 2002 yılında Ankara’ya geldiğimde -daha önceden bilmeme rağmen- soğuktan epey etkilenmiştim,
Öpücük Ne Renktir?
Önceden bu kitapları sadece kendim için alıyor ve okuyup geçiyordum. Lezzeti meğerse bir çocukla beraber okumakmış. Bu kitabı da sosyal medyadaki paylaşımlarda görüp merak etmiştim. Günışığı Yayınları bu kategoride sıklıkla kitap çıkarmıyor ve Müren Beykan imzalı işlerde emek ve özeni görmek beni mutlu ediyor. O yüzden de birkaç günlük Uşak