Ejder Doktoru Joan Procter
Ejder Doktoru Joan Procter kitabını kapağını görür görmez merak etmiş ve yayınlanacağı tarihi beklemeye başlamıştım. Joan Procter ve sürüngenler dünyasıyla da bu şekilde tanışmış oldum. Bu sıralarda yaşadığım vakit azlığından kitaplar hakkında çok uzun ve detaylı bilgiler paylaşamayacak olsam da bloğumu sosyal medya hesaplarımdan daha kalıcı bulduğumdan buraya yazmak beni
Solucanlı Ay
Kitabın hikayesine geçmeden önce, bu kitapla yolumun nasıl kesiştiğini anlatmam lazım. “Her İhtimale Karşı” kitabından sonra Meg Rosoff’un neler yaptığını takibe aldığım bir sırada bu kitap ile karşılaştım. Arka kapakta yer alan “Yılın en iyi kitabı” tarzı ifadelerden pek etkilenmem aslında (hatta bunu yazma ihtiyacında olduklarına göre vasat bir kitap
Fil Kadar Küçük
Bu kitabı bir süredir merak ediyordum ancak ne zaman alacağım konusunda bir fikrim yoktu. Kitabı bir arkadaşımdan ödünç aldığımda -altı çizilecek yer çok olursa ne yaparım endişesiyle- biraz tedirgin başlarım ancak bu kitapta altını çizmek istediğim pek fazla yer karşıma çıkmayınca bu endişe de ortadan kayboldu. Yolda / arayışta olma,
Kumkurdu
Ben çocukken; Canım sıkıldığında biriyle buluşmak isteseydim bu kişi Kumkurdu olurdu. Oyun oynamak, zıplamak, hoplamak, yaramazlık yapmak isteseydim gözlerim Kumkurdu’nu arardı. Büyüklerin “dır dır etme” laflarına çok kızıp ayaklarımı yere sert vurarak (ve dudağımı bükerek) kendimi dışarı atsaydım, mutlaka Kumkurdu ile karşılaşmak isterdim. Aklıma bir soru takılsa: “Kuşlar uçtuklarını biliyorlar
Kirpi Kız
Bir gün yolda yürürken birini görürsünüz ve ona aşık olursunuz! Bir gün bir kafede oturmuş kitap okurken kafanızı kaldırdığınızda size doğru gülümseyen bir çift yeşil göz görürsünüz ve o kişiye aşık olursunuz! Ya da uzun zamandır tanıdığınız bir arkadaşınıza zaman içerisinde aşık olursunuz! Aşkınıza karşılık bulabiliyorsanız bu harika bir şeydir,