Ay’a Kulak Ver
Morpurgo’nun daha önce ‘Balinalar Geldiğinde’ kitabına başlamış ancak pek ilerleyememiştim. Bu tanıdık hissi John Boyne gibi benzer coğrafyada yaşamış yazarlarda hissedince okumaların ülkelere göre nasıl da farklılık gösterdiği üzerine biraz düşündüm. Beni çeken hala damdan düşer gibi konuya tam da ortasından başlayan Alman Edebiyatı sanırım. O yüzden de bu kitabın
Yanlışlıkla Dünyanın Öbür Ucuna Uçan Çocuk
Doğduğunuz andan itibaren uçabiliyor olsaydınız SİZ ne hissederdiniz? Ben çok heyecanlandım. Ama önce biraz canım yandı çünkü kafamı tavana çarptım. Uf! Fena bir çarpışmaydı. Annemi bana şaşkın bakarken gördüğümde bir terslik olduğunu anladım ama bu çok önemli değildi. Çünkü ne olursa olsun o benim annem-di. Eve gittiğimizde abim Henry ve
Kiralık Canavar
Tüm kitaplarını en az 1 kere okuyup kendisini çok sevmeme rağmen kütüphanede sadece son kitabından bahsettiğim için biraz üzgünüm Steinhöfel’in. Kitapları yeniden okuyup notlarımı aldığımda ‘Yazar Okumaları’ etkinliği kapsamında Steinhöfel için özel bir yazı yazacağım. Tıpkı Roald Dahl gibi. Şimdilik sadece Kiralık Canavar kitabından söz edeceğim. Steinhöfel’in tüm kitaplarını çok
Güneşten Sarı Baldan Tatlı / Kafrika’nın Gölgeleri
Sanırım ilk defa bir hikayeyi zürafanın gözünden dinledim . Sadece bu özelliği bile yetmişti ilk kitabı sevmeme. Ama ne yazık ki kütüphaneden almıştım ve altını çizemedim hiç. 2. kitap kütüphanemde zaten vardı çünkü ben o kitabın 2. kitap olduğunu bilmiyordum 🙂 Son zamanlarda okuduğum içimi en çok ısıtan hikayeydi diyebilirim. Naz, Beyaz
Boynuyamuk
Bloga hangi kitapla dönerim bilmiyordum. Şimdi masamda bekleyenlerle göz göze geldik. Evet gerçekten hepsi için ayrı heyecan duyuyorum. Lakin önceliğim Banu’nun Boynuyamuk kitabında. Boynuyamuk Banu’nun kitaplarından bazılarını hatırlayacak olursak; Mesela Lokum’un ona sorular sorduğu kitabı Kediler, soğuk kış günlerinde içinizi sımsıcak yapan hikayesi Burun Giysisi. Kapağı (içeriği hiç bilmeden) Banu’nun
Şair Kısakulak
Çok ünlü bir şair/yazar olduğunuzu düşünün. Biraz daha detay vermem gerekirse; 88. Çukur, Yaban Gülü Sokağı, Hızlıkoşanlarköy’de yaşayan yalnız, dalgın, unutkan ve oldukça yavaş bir şair olduğunuzu hayal edin. Bu hayale şimdi tatlı bir tavşan ekleyin ve onunla yer değiştirmeye hazır olun. Şair Kısakulak sizin yerinize hikayenizi anlatacak çünkü ünlü
Fırtına Şövalyesi
Yağmuru ve bulutları çok severim, havanın kapalı olmasını da. Ancak şiddetli rüzgar, fırtına ve gök gürültüsü beni biraz korkutur. Bir doğa olayının yaşanmasına tanıklık ediyoruz penceresinden bakarsak eşimin yaptığı gibi kahvemi alıp camın önüne bir minder atmam yeterli. Ama seslerin yüksekliği ve şiddeti beni bu keyiften mahrum bırakıyor. Çocuk kitaplarının
Can ile Zortan’ın Maceraları
Yıldıray Karakiya ile Bir Dolap Kitap sayesinde tanıştık ve yolumuz her seferinde farklı sebeplerle kesişti. Bunlardan kalbimde en çok yer edeni tabii ki Şuşu oldu. 21 Sıradan Şeyin Sıradışı Tarihi ile hiç bilmediğim şeyler öğrendim. Ve ardından Dünyalı Dergi ile her ay yepyeni dünyalara daldım. İşte o ara çocukken okusaydım
Bay Mucittaş ve Ailesi
Şapkada Eriyen Bay Karp hakkındaki yazımın üzerinden bir aydan fazla zaman geçmiş. Bu sürede biraz daha yetişkin kitaplarına yöneldim biraz da hastane işleri ile uğraştım ama aklım hep çocuk edebiyatı ve tatlı kütüphanemde kaldı. Bana instagramdan “kütüphaneniz nerede?” diye sorulduğunda hem içim burkuluyor hem de sanki gerçekten böyle bir yer
Ben Bir Hayaletim / Kuş Olsam Evime Uçsam / Güzin Öztürk
Pek tarzım değildir ama bu sefer bir yazarın iki kitabını aynı yazıda yorumlamak istedim. Konuları da birbirine yakın değil aslında ama peşpeşe okumalar yapınca ortaya böyle bir sonuç çıktı. Ve daha güzelini en baştan söyleyeyim, aklımda oluşan sorulara cevap bulmak için yazar Sevgili Güzin Öztürk‘ün de kapısını çaldım ve o