Ö.T.E.K.İ.
İlkokulu biraz özel okul biraz da devlet okulunda okuyunca çok çeşitli arkadaşlarım oldu. Özel okuldaki arkadaşlıklar biraz daha mesafeliydi ve benim hafızam o kadar iyi değil, okula 5.5 yaşında başladığımdan tek derdim, matematik dersinin gelmemesi, teneffüse çıkmak ve biraz uyumaktı 🙂 İlkokul 4 ve 5. sınıfı ise curcunanın hiçbir gün
Ben Yalnız İvan
Hafızam çok iyi olmasa da bir kitapla nerede/nasıl tanıştığımı genelde hatırlarım. Bu kitabı da Goodreadste yorumlarını severek takip ettiğim birinde görmüştüm. Kitaba 5 yıldız vermiş ve kitabı okurken ağladığından bahsetmişti. Kitabı merak ettim ve kitapçıya gidince inceledim, hemen o anda da okumaya başladım. Daha önce bir zürafanın dilinden anlatılan bir
Yarından Sonra
Tatile çıktığımızda yanıma yeteri kadar kitap aldığımdan emindim ama bazı kitapları yolda bitirebileceğim hiç aklıma gelmemişti. O yüzden de korktuğum şey başıma geldi ve ben küçük bir şehirde kitapsız kaldım 🙂 Yeni bir kitapçının açıldığını söylediler ve ben mekanı da çok merak edip hızlıca oraya gittim. Üst katı kafe alt
Güneşten Sarı Baldan Tatlı / Kafrika’nın Gölgeleri
Sanırım ilk defa bir hikayeyi zürafanın gözünden dinledim . Sadece bu özelliği bile yetmişti ilk kitabı sevmeme. Ama ne yazık ki kütüphaneden almıştım ve altını çizemedim hiç. 2. kitap kütüphanemde zaten vardı çünkü ben o kitabın 2. kitap olduğunu bilmiyordum 🙂 Son zamanlarda okuduğum içimi en çok ısıtan hikayeydi diyebilirim. Naz, Beyaz
Kumkurdu
Ben çocukken; Canım sıkıldığında biriyle buluşmak isteseydim bu kişi Kumkurdu olurdu. Oyun oynamak, zıplamak, hoplamak, yaramazlık yapmak isteseydim gözlerim Kumkurdu’nu arardı. Büyüklerin “dır dır etme” laflarına çok kızıp ayaklarımı yere sert vurarak (ve dudağımı bükerek) kendimi dışarı atsaydım, mutlaka Kumkurdu ile karşılaşmak isterdim. Aklıma bir soru takılsa: “Kuşlar uçtuklarını biliyorlar
Hayal Peşinde
Çok heyecanlıyım, çok! “Hayal Peşinde” kitabını az önce bitirdim ve sıcağı sıcağına yorumumu yazmak istedim buraya. Züleyha ile birbirimizi ne kadar zamandır tanıyoruz bilmiyorum ama her şey instagramda benzer kitaplar paylaşıp, sohbet eder gibi yazışmamızla başladı. Çoğu kitabı benden önce zaten okumuş olduğundan, ona önerebileceğim kitap yok denecek kadar azdı
Uçan Sınıf
Uçan Sınıf kitabını birkaç sene önce yine Çağla’dan ödünç alarak okumuştum. Düşüncelerimi unutabilirim, kitabın konusunu da unutabilirim ama hislerimi unutmam. Kitabı okurken de “ödünç alınmayacak bir kitapmış” dediğimi, okuduktan sonra da içimin kuş gibi olduğunu hatırlıyorum. Bir vesileyle “Uçan Sınıf”ı geçen hafta yeniden okumam gerektiğinde kütüphanedeki kitabımın üzerinde hiçbir yazı/çizi
Küçük Hanım
Küçük Hanım kitabı ile tanışma hikâyem biraz romantik. İki hafta sonu önceydi galiba, eve yakın minik bir kitapçı var (eve yakın dediysem 7 km falan 🙂 orayı gezmeyi seviyorum çünkü fazla satışı olmadığından kıyıda köşede kalmış kitaplar oluyor, ben de onları karıştırıyorum. İşte o karıştırma sırasında bir kitaba rastladım. İletişim
Miks Maks ve Meks’in Öyküsü
Küçükken başıma gelen bir olay sebebiyle uzun yıllar kedi fobisi ile yaşadım. Üniversitede okurken bu yüzden çok zorlandığımı hatırlıyorum. Herkes çimlere yayılmış keyif sürerken ben tedirgin bir şekilde “Acaba kedi gelir mi?” diye etrafıma bakınırdım. Fobilerin temelinde “hayalimizde canlandırdığımız görüntünün” olduğunu okumuştum bir yerde. Yani aslında çimlerde yanımıza gelen minik
Martıya Uçmayı Öğreten Kedi
Martıya Uçmayı Öğreten Kedi ismi beni gülümsetiyor. Bir kedi var, bir de martı var. Bu kedi martıya uçmayı öğretiyor-muş. Peki, neden? Ama, nasıl? (ya da tam tersi) Kengah, petrole bulandığı denizden, sadece çenesinin altında beyazlık olan kara kedi Zorba’nın yaşadığı evin balkonuna kadar uçmayı başarır. Martıya Uçmayı Öğreten Kedi Tam