Molly Pim ve Milyonlarca Yıldız
Bu kitabı çıktığı günden beri çok merak ediyordum ve kapağı öyle hoşuma gidiyordu ki kitapçıda gördüğümde sevdiğimi biliyorum 🙂 Geçen hafta Şirin’den yeni yıl hediyesi olarak bu kitap gelince öyle şaşırdım ki aklımda başka kitaplar varken önceliği Molly’ye verdim. Molly’nin tek istediği herkes gibi sıradan, düzenli bir hayatının olması. Annesiyle
Dünyayı Döndüren Kız
Kütüphaneye sadece sevdiğim kitapları eklemek istemiyorum. Sevmediklerimden de arada bahsetsem ve okuyanlar yorum bıraksa, etkileşim halinde kısacık da olsa kitaplardan bahsetsek ne kadar da güzel olur. Bazen benim bir kitapta gördüğüm ışığı siz göremeyebiliyorsunuz veya tam tersi oluyor 🙂 Bazen kitap ‘doğru zaman’da okunmamış olabiliyor. Veya sadece tarzlar tutmuyor. Ama
Demir Adam ve Demir Kadın
Uzun zamandır aklımda olan Demir Adam ve Demir Kadın kitaplarını sonunda okuyabildim. Zihnimde canlanan olay örgüsü ile neredeyse hiç ilgisi yokmuş (arka kapağı özellikle okumadım, kendim fikir yürütmüştüm) öncelikle. “Demir Adam” deyince sizin zihninizde ne canlandı mesela? Ben kitapta bir adet demir adam olacağını ve onun başından geçen bir şey
Böcekler İçin İlkyardım Merkezi ve Doğabilimci Profesörün Heyecanlı Yolculuğu
Böcekler İçin İlkyardım Merkezi kitabında hikâyeyi çok zayıf buldum oysa ki arka kapağı okuyunca baya meraklanmıştım: “Böcekler çok küçük ve çirkindir. Herkes acımadan onları ezmekte ya da üstlerine zehirli ilaçlar sıkmaktadır. Ama onların da yaşamaya hakkı vardır! Ve bir anneye…” Veteriner Dario Pistolazzi bir gün hayvanların takıntılı sahipleri yüzünden işinden
Fırtına Şövalyesi
Yağmuru ve bulutları çok severim, havanın kapalı olmasını da. Ancak şiddetli rüzgar, fırtına ve gök gürültüsü beni biraz korkutur. Bir doğa olayının yaşanmasına tanıklık ediyoruz penceresinden bakarsak eşimin yaptığı gibi kahvemi alıp camın önüne bir minder atmam yeterli. Ama seslerin yüksekliği ve şiddeti beni bu keyiften mahrum bırakıyor. Çocuk kitaplarının
Soğuktan Korkmayan Tek Kuş
Adana’da doğup büyüyen birine göre sıcaktan fazla hoşlanmayan bir yapım var. Bana göre en güzel mevsim sonbahar, hele ki Ankaradaysanız. İlkbaharı gerçekten yaşayan ve kıştan çıkıp direk yaz sıcaklarına geçmeyen bir memleket varsa orayı da tercih edebilirim. Ama kış… 2002 yılında Ankara’ya geldiğimde -daha önceden bilmeme rağmen- soğuktan epey etkilenmiştim,
Çiçekli Şiirler
Şiir okumayı çok severim ancak iyi bir şiir okuru sayılmam. Bu durum biraz çelişkili dursa da aslında şöyle açıklayabilirim. Bir şiir kitabını başından sonuna kadar tek solukta oku(ya)mam. Ara veririm, arada başka metinler okurum ama illa o kitaba dönerim tabii sevdiysem. Üniversite yıllarım boyunca neredeyse yastığım altında dururdu Tim Burton’ın
Bay Mucittaş ve Ailesi
Şapkada Eriyen Bay Karp hakkındaki yazımın üzerinden bir aydan fazla zaman geçmiş. Bu sürede biraz daha yetişkin kitaplarına yöneldim biraz da hastane işleri ile uğraştım ama aklım hep çocuk edebiyatı ve tatlı kütüphanemde kaldı. Bana instagramdan “kütüphaneniz nerede?” diye sorulduğunda hem içim burkuluyor hem de sanki gerçekten böyle bir yer
Denizi Düşleyen Prenses
Bir çocuk kitabından bahsetmeyecek olsaydım sanırım başlıktaki “prenses” ben olurdum; denizi düşlediğim için.. Ankara’nın sevmediğim birçok özelliğinin yanında denize en az 4-5 saat uzaklıkta olması da sayılabilir. O yüzden, sıklıkla ben de denizi düşlerim. O yüzden de Wave’i çok severim. Denizi Düşleyen Prenses’in içerisindeki dağ/deniz karşılaştırması/tercihi de çok güzeldi. “Dağlardaki
Çocuk / Colas Gutman
Colas Gutman’ın, Rose ve Süper Kahramanlar Yüksekten Uçar kitaplarını da çok sevmiştim. “Çocuk” kitabında ise bambaşka bir konu var. Leonard, doğayı çirkin, yeşil ve sıkıcı bulan ancak doğaya aşık anne-babasıyla, doğanın içinde yaşam süren bir çocuktur. Bir gün anne babasıyla keçi yolunda yürüyüşe çıkar, ormanda kaybolur ve bir koyuna rastlar.