Ö.T.E.K.İ.
İlkokulu biraz özel okul biraz da devlet okulunda okuyunca çok çeşitli arkadaşlarım oldu. Özel okuldaki arkadaşlıklar biraz daha mesafeliydi ve benim hafızam o kadar iyi değil, okula 5.5 yaşında başladığımdan tek derdim, matematik dersinin gelmemesi, teneffüse çıkmak ve biraz uyumaktı 🙂 İlkokul 4 ve 5. sınıfı ise curcunanın hiçbir gün
Pes Etmeyen Tavuk
Ben küçükken damda -teras denmez bizim oralarda 🙂 – kümesimiz vardı ve ben sabahları taze yumurtayı oradaki tavuklardan alırdım. Kaç taneydiler hatırlamıyorum ama her gün en az 1 yumurtamız olurdu ve üzerine de benim adım yazılırdı çünkü evin en küçüğü bendim 🙂 Civcivleri, tavukları ve horozları da hep çok sevdim
Kıyıya Vuran Kız
Bu kitabı okurken çok güldüm, çok eğlendim, çok heyecanlandım ve ara ara ağlayacak noktaya geldim. Günlerden bir gün Wammers Kasabası’nda kıyıya küçücük bir kız vurdu. Bu kız ne adını biliyordu ne de yaşını. Hatta nereden geldiği bile meçhuldü. Kıyıya Vuran Kız Hikayenin kalbimi çarpan yerleri burada başlıyor tam olarak. “Bu
Kipri
Bazı kitaplar hep gözünüzün önündedir, hatta onu okumuş gibi hissedersiniz ancak kitaplığınızda bile yoktur. Kipri benim için tam olarak bu kategorideydi. Hayykitap’ın tarzını sevdiğim ve pek de hayal kırıklığı yaşamadığım için tüm kitaplarını okumak istiyorum. Çeviri ve editör ekibi benim açımdan 10 numara, bu ekibin hazırladığı kitapları okurken o kadar
Curcuna Evi
Uzun zamandır bu kadar curcunalı bir hikaye okumamıştım. Curcunanın sebebi Mahir Ünsal Eriş’in “Dünya Bu Kadar” kitabındaki gibi çok fazla karakter olması da değil aslında. Asıl sebep arka arkaya gelişen olaylar. Tam “yok artık” dediğiniz yerde bambaşka bir şeyin patlaması 🙂 İnsan daha önce kitaplıkta göz göze gelip bir şekilde
Büyüklerle Dalga Geçme Dersleri ve Büyüklere Mektuplar
Büyüklerle Dalga Geçme Dersleri ve Büyüklere Mektuplar kitaplarının bendeki ilk etkisi; “Sevgili anneciğim, babacığım; Neden “daha çok” hatta “daha da çok” oyun oynayamıyoruz, işte bunu anlayamıyorum. Sanki devamlı beni uyutmaya çalışıyorsunuz gibi hissediyorum. Halbuki ben uyumak istemiyorum. Hem de hiç! Aklım hep oyuncaklarımda, raflarından indirmek istediğim kitaplarımda ve halıda uçuşan
Benek Tozu ve Diğer Müthiş Sırlar
Roald Dahl ile geç tanıştım, şöyle minnacıkken tanışmış olsaydım hayatım çok daha farklı olurdu 🙂 Hani yani, o kadar! Geçtiğimiz eylül ayında RD Amcanın tüm kitaplarını okumuş ve kendimce doğum gününü de kutlamıştım. Can Çocuk yayınlarının derleme bir RD kitabı hazırlığında olduğunu biliyordum ama içerikten haberim yoktu. Tamamen tesadüfen gördüm
Şair Kısakulak
Çok ünlü bir şair/yazar olduğunuzu düşünün. Biraz daha detay vermem gerekirse; 88. Çukur, Yaban Gülü Sokağı, Hızlıkoşanlarköy’de yaşayan yalnız, dalgın, unutkan ve oldukça yavaş bir şair olduğunuzu hayal edin. Bu hayale şimdi tatlı bir tavşan ekleyin ve onunla yer değiştirmeye hazır olun. Şair Kısakulak sizin yerinize hikayenizi anlatacak çünkü ünlü
Can ile Zortan’ın Maceraları
Yıldıray Karakiya ile Bir Dolap Kitap sayesinde tanıştık ve yolumuz her seferinde farklı sebeplerle kesişti. Bunlardan kalbimde en çok yer edeni tabii ki Şuşu oldu. 21 Sıradan Şeyin Sıradışı Tarihi ile hiç bilmediğim şeyler öğrendim. Ve ardından Dünyalı Dergi ile her ay yepyeni dünyalara daldım. İşte o ara çocukken okusaydım
Çiçekli Şiirler
Şiir okumayı çok severim ancak iyi bir şiir okuru sayılmam. Bu durum biraz çelişkili dursa da aslında şöyle açıklayabilirim. Bir şiir kitabını başından sonuna kadar tek solukta oku(ya)mam. Ara veririm, arada başka metinler okurum ama illa o kitaba dönerim tabii sevdiysem. Üniversite yıllarım boyunca neredeyse yastığım altında dururdu Tim Burton’ın