Var Mısın Yok Musun
Üniversitedeyken bir yıl boyunca Veteriner Fakültesinin içindeki yurtta kaldığım için oda arkadaşlarım ve yurttaki arkadaşlarım veterinerdi. Bazılarının ilk senesiydi ve at, eşek, inek vb’nin tüm kemiklerinin Latincesini ezberlemeye çalışıyorlardı. En zor dersleri anatomiydi, şanslılarsa (ben değil tabii ki, kokusu fenaydı) kemik bulup odaya getirir ve yerinde inceleme yaparlardı. Tıp Fakültesi
Gökyüzü Çocukları
Domingo Yayınları‘nın son dönemde çıkan kitaplarını seviyorum. Henüz bloğa yazamamış olsam da Mucizeleri Saymak beni çok etkilemişti. Geçen hafta bitirdiğim Kayıp Şeylerin Bakım Kılavuzu kitabının içindeki hüzün ise bana fazla geldi. Çakma Anne‘yi tüm annelere tavsiye ederim. Kültür olarak farklı olsak da ‘rahatlatıcı’ ögeler barındıran neşeli bir kitap. Banu’nun yazısından
Farklı
Geçen hafta kafam çok dağınıktı ve sanki bir güç beni derin karanlık bir kuyuya çekiyor gibi hissettim. Can sıkkınlığı da değil bunun adı, sanki bir girdap. Birkaç sayfa okuduğum “Farklı”ya bayılmış ancak kitaba tam olarak odaklanamamıştım ki her şeyi bir kenara bırakıp kitabı bitirdim. İçinde olduğum girdapta meğerse Steinhöfel’in parmağı
Hayalbazlar Geçidi
Hiç düşündünüz mü ilk hayali kim kurdu? Kim olduğu çok önemli değil belki ama neyin hayalini kurdu? İlk hayal neydi? Bunu bilmemizin imkanı var mı gerçekten bilmiyorum ama Dilge’nin kitabını okuduktan sonra (yazana kadar unutup yeniden okuduğum için süre uzun 🙂 “hayal” konusu üzerinde epey düşündüm. Bu kitaptan bağımsız olarak,
Piranalarla Yüzen Çocuk
Bugün bir değişiklik yapalım ve ben size bu kitapla ilgili yorumumu anlatmadan önce kapak tasarımına bakıp birlikte düşünelim. Neticede Oliver Abinin emeği var bu çizimde, onunla başlamasak olmaz. Kapaktaki çelimsiz ama cesur bakışlı çocuk size de az sonra heyecan verici bir maceraya atılacakmış gibi gelmedi mi? Yani şöyle düşünsek, kitabın
Fil Kadar Küçük
Bu kitabı bir süredir merak ediyordum ancak ne zaman alacağım konusunda bir fikrim yoktu. Kitabı bir arkadaşımdan ödünç aldığımda -altı çizilecek yer çok olursa ne yaparım endişesiyle- biraz tedirgin başlarım ancak bu kitapta altını çizmek istediğim pek fazla yer karşıma çıkmayınca bu endişe de ortadan kayboldu. Yolda / arayışta olma,
Ay’a Kulak Ver
Morpurgo’nun daha önce ‘Balinalar Geldiğinde’ kitabına başlamış ancak pek ilerleyememiştim. Bu tanıdık hissi John Boyne gibi benzer coğrafyada yaşamış yazarlarda hissedince okumaların ülkelere göre nasıl da farklılık gösterdiği üzerine biraz düşündüm. Beni çeken hala damdan düşer gibi konuya tam da ortasından başlayan Alman Edebiyatı sanırım. O yüzden de bu kitabın
Dilara Evden Kaçtı
Suzan Geridönmez’i çevirisini yaptığı kitaplardan tanıyor ve çevirilerini çok beğeniyorum. Ancak şimdiye kadar kendi yazdığı kitapları okuma fırsatım olmamıştı. Ben de epeydir merak ettiğim Dilara ile başladım bu seçkiye. İletişim Yayınevi’nden çıkmış olması ve kitapta farklı tarzda resimlerin yer alması bu kitapla başlamamın en önemli sebebi. Bir de ‘merak’ duygusu
Dünyayı Döndüren Kız
Kütüphaneye sadece sevdiğim kitapları eklemek istemiyorum. Sevmediklerimden de arada bahsetsem ve okuyanlar yorum bıraksa, etkileşim halinde kısacık da olsa kitaplardan bahsetsek ne kadar da güzel olur. Bazen benim bir kitapta gördüğüm ışığı siz göremeyebiliyorsunuz veya tam tersi oluyor 🙂 Bazen kitap ‘doğru zaman’da okunmamış olabiliyor. Veya sadece tarzlar tutmuyor. Ama
Ayıcık Ernest ile Farecik Celestine’in Romanı
Bu romanın 2012 yılında yayımlandığını duyduğumda şaşırdım. Konusu nedense bana eski yıllarda yazılmış bir hikayeyi canlandırmıştı. Tabii bunda ‘edebiyat tarihinde bir ilk‘ çalışma yapılmış olmasının da payı var. ‘İlk’ olduğuna göre eskiden yapılmıştır herhalde 🙂 Ayıcık Ernest ile Farecik Celestine’in Romanı ‘nı tek bir kişiden dinlemiyoruz. İşin içine biraz Ernest