Aslan Firarda / Cary Fagan
Dikkat! Aslan Firarda! Ama neden? Bir aslan nasıl firar edebilir? 1925 yılında Kanada’nın en büyük şehri Toronto muhteşem bir sirki ağırlamaya hazırlanırken sirkin yolculuk yaptığı tren devriliyor ve vagonların birinden bilin bakalım ne düşüyor? Bir aslan! Neyse ki bu aslan, High Park’a yakın olduğu için sorun yaşamıyor ve bu büyük
Son Yelkovan
Son Yelkovan kitabı ve Dilge Güney ile mini söyleşimiz: “Kalbini kötülük yönetmiyorsa yolundan şüphe etme.Kapat gözlerini, dileğinin gerçekleşmesini bekle.” Kitapta karşılaştığım bu cümlenin benim için de bir anahtar olabileceğini düşünmeden not ettim defterime. Gözlerimi kapattım ve dileğimin gerçekleşmesini bekledim, kalbimi kötülük yönetmiyordu (umarım) ama şüpheler bolca kurcalıyordu beni. Derken uzaktan
Ayıların Meşhur Sicilya Baskını
Dino Buzzati ismiyle 2010 yılında Tatar Çölü kitabı ile tanıştım. Neden bilmiyorum, Tatar Çölü‘nü o kadar çok sevmeme rağmen Buzzati’nin diğer eserlerini okumam 2016 ve sonrasında oldu. Ayıların Meşhur Sicilya Baskını kitabını da yayınlandığı yıl (2017) almış, okumaya başlamış ama nedense ilerleyemeden bırakmıştım. Şimdi Meşe Palamudu Kitap Kulübü ile Tatar
Kayıp Kapının Anahtarı
Öğrenim hayatım boyunca kendimi biraz “öteki” hissedip kabuğuma çekilmiştim. Kabuk zamanla konfor alanı oldu ve orada yaşamanın haricinde bir şeye adım atmak istemedim. “Her güzel şey inanmakla başlar küçük balık.” diye fısıldadı sonra biri. Önce, bana ailemin “küçük balık” dediğini nereden bildiğini sorguladım sonra da bana söylediği cümlenin inanmakla ilgili
Kofi Veya Bağışlama Sanatı
Okuduğum her kitabı buraya yazma imkanım olmuyor ama her kitabın buraya yazılma hikayesi oluyor. Kofi ile Bir Dolap Kitap sayesinde tanışmıştım, sene 2013 aylardan da nisandı. Radyo programlarını dinleyip kitabı çok merak edip hemen o gün koşarak almıştım.Okudum ve bendeki etkisi çok uzun süre devam etti. Kofi’yi kitap kulübümüzle de
Sihirbazın Fili
Kate Di Camillo adını okuduğum kitaplarda görüyor, merak ediyor ancak bir türlü hangi kitabından başlayacağıma karar veremiyordum. Aklımda daha çok Winn-Dixie Sayesinde ve Despero’nun Öyküsü vardı ama yorumlarına çok güvendiğim arkadaşım, öncelikle mutlaka Sihirbazın Fili kitabını oku deyince ve bana ödünç verince geçen gün hızlıca okudum. Yavaş okumamamın sebebini yazıda ayrıca
Üç Çocuk, Bir Öğretmen ve Unutulmaz Bir Gün
Öncelikle gözlerinizi kapatıp en sevdiğiniz öğretmeninizi düşünmenizi istiyorum. Bu öğretmen ilkokuldan da olabilir üniversiteden de okuldan da olabilir bir dershane veya kurstan da. (Mola) Gözlerinizi açıp buraya tekrar döndüğünüzde yüzünüzde gülümseme yaratan kişinin hikayesini anlatacağım bugün size. Bu kitapta adı Bayan Bixby ama siz onu zaten tanıyorsunuz. Belki Züleyha belki
Portakal Kız
Sene 2005 (bir sene öncesi de olabilir) üniversitenin kantininde oturuyoruz, yanıma öncesinde çok da muhabbetimin olmadığı bir çocuk oturuyor. Bizim okula Tıp Fakültesini bırakıp gelmiş (ilginç bir detay) ve yaşı benden 10 yaş büyük. Kısa bir sohbetten sonra “Sana bir kitap getireyim, oku, seveceksin.” diyor, ben de şaşırıp “olur” diyorum.
Annemin Kelimeleri
Okuduğunuz kitabın etkisinden çıkmanız ne kadar sürer? Hikaye heyecanlandırmadıysa arka kapakla beraber var olmamış etki de uçup gider. Peki, tam tersi bir durumda? Karakterlerle tam kahve içmeye başlamışken o sohbeti bırakıp gidebilir misiniz? Gitmek istemediğim hatta muhtemelen etkisi bende uzun yıllar sürecek bir kitap okudum geçen hafta. Yazmadan önce bekledim,
Solucanlı Ay
Kitabın hikayesine geçmeden önce, bu kitapla yolumun nasıl kesiştiğini anlatmam lazım. “Her İhtimale Karşı” kitabından sonra Meg Rosoff’un neler yaptığını takibe aldığım bir sırada bu kitap ile karşılaştım. Arka kapakta yer alan “Yılın en iyi kitabı” tarzı ifadelerden pek etkilenmem aslında (hatta bunu yazma ihtiyacında olduklarına göre vasat bir kitap