Balina Süleyman’ın Dokuz Yüz Otuz Birinci Dünya Turu
2019’un nisan ayında Belgin’den bir mektup aldım. Mektubun içerisinden de iki kitap çıktı. (Belki de tam tersiydi deyip en başta kafanızı karıştırayım.) İkisinin de baskısı yok ve ağzımı şaşkınlıktan ne kadar kocaman açmışsam geri kapatırken yorulmuştum. Kitaplardan biri -şu hayatta en en en sevdiğim ve güldüğüm seriden- Yamuk Okuldu. Onun
Özgürlük Hapishanesi /Michael Ende
Canım mektup arkadaşım Şirin’e bir mektubumda, “unutamadığın, çok sevdiğin kitaplar neler?” diye sormuştum, o da cevaben “Özgürlük Hapishanesi” demişti. Notlarıma ekledim ama baskısı olmayan bir kitap olunca çok da üzerine düş(e)medim. Şirin’in bir sonraki mektubunun içinden (ya da tam tersi) bu kitap çıkınca çok şaşırdım ve çok da sevindim. Ende, herkesin
Kurt Geri Dönmüş! / Geoffroy de Pennart
Siz de duydunuz mu? Eyvah ki ne eyvah! Ne yapacağız biz şimdi? Kurt geri dönmüş! Hiiiii!!!! Hemen saklanmak gerek, peki nereye? Benim aklıma bir yer geliyor ama önce ormanda bir tur atmak gerek. Biraz havuç kokusu takip edersek sanırım işimiz kolaylaşır. Masal Kahramanları da Burada! Kimler yok ki Geoffroy de
Ejderha Kanadı
Anne’ı dış dünyaya açan ve hikayenin asıl kahramanı ise Lea. Flüt dersinde tanışıyorlar ve Lea’nın sıcak samimi tavrı ile kısa sürede arkadaş oluyorlar. Kitapta ikinci sevdiğim yer ise Lea’nın Anne’a tuttuğu ayna ve küs oldukları bir dönem sonrasında Lea’nın sarf ettiği sözler:“Senin ve Jakob’un çevresine bir duvar örüyorsun. Kimseyi içeri
Kofi Veya Bağışlama Sanatı
Okuduğum her kitabı buraya yazma imkanım olmuyor ama her kitabın buraya yazılma hikayesi oluyor. Kofi ile Bir Dolap Kitap sayesinde tanışmıştım, sene 2013 aylardan da nisandı. Radyo programlarını dinleyip kitabı çok merak edip hemen o gün koşarak almıştım.Okudum ve bendeki etkisi çok uzun süre devam etti. Kofi’yi kitap kulübümüzle de
Marie Curie Ve Atomların Sırrı
Biyografi okumayı sever misiniz? Ben bayılırım.Fizik kimya gibi dersleri sever miydiniz? Ben nefret ederdim.Peki Marie Curie’nin özyaşam hikayesini okumak için neden bu kadar heyecanlandım? Yaptığı işin ne olduğunu “tam olarak” anlayamamış olsam da sanki bir macera romanı okur gibi soluksuz okudum. Daha önce de Marie Curie’nin biyografilerini okumuştum ama hiçbirini
Pimpirik İle Sümsük
Ende gerçekten çok özel bir yazar. Yazılarının içinde bir miktar büyü çokça hayal dünyası var. Yıllar önce Momo’yu okuduğumda çok etkilenmiştim. Hatırlamak için yeniden okumaya çalıştığımda ise bunu yapamadım. Gerçeklerle ve duman adamlarla yüzleşmekten korktum. Bitmeyen Öykü’ye ise birkaç kez başladım ancak devamını getiremedim. Kitaplar için ‘doğru an’ın gelmesi meselesine
Geçtigitti Geçtigitti Geçtigitti
Nasıl denk geldi ben de bilmiyorum, “Babam Çalılığa Dönüşünce” kitabından hemen sonra okuma şansım oldu bu kitabı. Yazarın daha önce “Dedem ve Ben” kitabını okumuştum, bloga da yazdım diye düşünüyordum ama yazmamışım. O kitabı Elif’in ilk kreş gününde bekleme salonunda okumuştum, muhtemelen bu özelliğinden dolayı kitabı hiç unutamayacağım. “Geçtigitti Geçtigitti
Clementine
İlkokul hayatım ikiye ayrılıyor: Birinci sınıftan üçüncü sınıfa kadarki “özel” okul, üçüncü sınıftan beşinci sınıfa kadar olan “devlet” okulu. Bu ikisinin arasındaki keskin büyüme çizgisinin içinde biraz yumurta kokusu, biraz sıradan düşecek gibi olma, ama bolca kurallar var. Bu “dikkat” nasıl bir şey bilmiyorum; çünkü hâlâ kendisini toparlayıp bir araya
Babam Çalılığa Dönüşünce
Bu kitap uzun zamandır karşıma çıkıyordu ancak okumaya fırsatım olmamıştı. Kitap kısacık da olsa bazen denk gelip tek seferde okuyamıyorum ve kitaptan soğuyorum. Bu kitabı tesadüfen “Geçtigitti geçtigitti geçtigitti” kitabı ile aynı gün ve tek seferde okuma şansım oldu. Yaşasın, kızı uyurken onun yanında kitap okumak zorunda bırakılan (!) anneler!