Anne’ı dış dünyaya açan ve hikayenin asıl kahramanı ise Lea. Flüt dersinde tanışıyorlar ve Lea’nın sıcak samimi tavrı ile kısa sürede arkadaş oluyorlar. Kitapta ikinci sevdiğim yer ise Lea’nın Anne’a tuttuğu ayna ve küs oldukları bir dönem sonrasında Lea’nın sarf ettiği sözler: “Senin ve Jakob’un çevresine bir duvar örüyorsun. Kimseyi içeri almıyorsun. Anlamalarına da yardım etmiyorsun. Birinin bakmasını istemiyorsun, ötekinin başını çevirmesini. Soru sormalarını da istemiyorsun, susmalarını da. Asıl istediğin ne?”
Kitabı okurken en çok zorlandığım husus, karakterin adının “Anne” olmasıydı. Bazı yerlerde “Acaba hangi Anne bu; anne olan mı yoksa kızdan mı bahsediliyor?” diye duraksadım.
Engelli bir abiye sahip olmak konusunu Ejderha Kanadı‘nda okuyoruz, engelli bir kardeşe sahip olmak ise Via aracılığıyla kısmen de olsa Mucize kitabında yer almıştı. Henüz okumadım ama benzer bir konuyu ele alan Kardeşimm Benim kitabını da merak ediyorum.
Bu kitapla ilgili bendeki eksik parçalardan biri de ismi. Hikayede sadece büyükbabanın şemsiyesinde adı geçen ejderhanın kitaba ismini neden verdiğini ben mi kaçırdım acaba diye dönüp tekrardan baktım ama bulamadım.
Renate Welsh ismini biraz araştırdım ve Astrid Lindgren adaylığı olduğunu öğrendim. Türkçeye çevrilmiş çok fazla kitabı yok. Kim bilir belki yakın zamanda diğer kitaplarını da okuruz.
0 Yorum
Yorum gözükmüyor
Şu anda yorum yok, bu yazı için ilk yorumu sen yapabilirsin!