Çözüm Bakanlığı
Yeni yılda okuduğum ikinci kitap, Çözüm Bakanlığı‘nı tanıtım bülteninde görür görmez meraklanmıştım. Hollanda çocuk edebiyatından son yıllarda epey kitap okuduk ve ben bu kültüre aşina olmayı sevdim. Bir sorununuz varsa ne yaparsınız? Bir mektup yazmak durumu düzeltir mi? Peki, mektubu kime yazacaksınız? Siz bu kısmı düşünürken ben biraz Nina’nın yanına
Sekoya’nın Kapıları / Şiirsel Taş
Şiirsel Taş’ın Sekoyana’nın Kapıları kitabını Sevgili Latife hediye edene kadar varlığından haberdar değildim. Ve ilginç olan Herman Hesse‘nin Ağaçlar kitabından hemen sonra ve aslında birlikte bir okuma yapmış olmam oldu. Ve tam da o günlerde eve dönerken bir ağaç keşfettim. Yanındaki ağaçlardan neredeyse hiçbir farkı yoktu ancak bana seslenmesinin bir sebebi vardı:
Mehtaplı Bir Gece / Zanna Davidson
Mehtaplı Bir Gecede Rüyalar Çocukken gördüğünüz rüyaları hatırlıyor musunuz? Ben çok azını hatırlıyorum. Ancak içerisinde ejderha olan bir rüya görmediğime de eminim, yoksa unutmam mümkün olmazdı değil mi? Zanna Davidson‘ın yazdığı ve Seo Kim‘in resimlerini yaptığı bu harika kitapta ise küçük bir kızın rüyasına ortak oluyoruz. Öyle tatlı bir daveti
Tüm Soruların Cevabı Bende / Züleyha Ersingün
Ne kadar da iddialı bir başlık oldu değil mi? Birine bunu söyleseniz size ne der acaba? Geçen gün bu kitabı okuduğumu gören biri bana mesaj atıp, “Hayatın anlamı da yazıyor mu? Öyleyse alacağım.” demişti. Yaklaşımı ilginç ve tatlıydı, hoşuma da gitti ve biraz mesajlaştık. Bu isimde bir çocuk kitabının olması
Canavarın Çağrısı / Patrick Ness
İlk defa bir kitap hakkında yazacağım yorum yazısına kitabı bitirmeden başlıyorum. Çünkü şu an hissettiğim şey tam da bu. Yazmak. Aslında biraz koşmak da fena olmazdı. Yazı bitince de muhtemelen koşmak için çıkarım.İlk okul dördüncü sınıftayım. Belki de beşinci. İkisi arasında derin farklar yok hatıralarımda. İkisi için de okul dışı
Son Yelkovan
“Kalbini kötülük yönetmiyorsa yolundan şüphe etme.Kapat gözlerini, dileğinin gerçekleşmesini bekle.” Kitapta karşılaştığım bu cümlenin benim için de bir anahtar olabileceğini düşünmeden not ettim defterime. Gözlerimi kapattım ve dileğimin gerçekleşmesini bekledim, kalbimi kötülük yönetmiyordu (umarım) ama şüpheler bolca kurcalıyordu beni. Derken uzaktan bir kuş yaklaştı yanıma, dikkatimi çekti çünkü gerdanında kızıllık
Kayıp Kapının Anahtarı
Öğrenim hayatım boyunca kendimi biraz “öteki” hissedip kabuğuma çekilmiştim. Kabuk zamanla konfor alanı oldu ve orada yaşamanın haricinde bir şeye adım atmak istemedim. “Her güzel şey inanmakla başlar küçük balık.” diye fısıldadı sonra biri. Önce, bana ailemin “küçük balık” dediğini nereden bildiğini sorguladım sonra da bana söylediği cümlenin inanmakla ilgili
Sihirbazın Fili
Kate Di Camillo adını okuduğum kitaplarda görüyor, merak ediyor ancak bir türlü hangi kitabından başlayacağıma karar veremiyordum. Aklımda daha çok Winn-Dixie Sayesinde ve Despero’nun Öyküsü vardı ama yorumlarına çok güvendiğim arkadaşım, öncelikle mutlaka Sihirbazın Fili‘ni oku deyince ve bana ödünç verince geçen gün hızlıca okudum. Yavaş okumamamın sebebini yazıda ayrıca
Savaşın Son Kışı
Savaştan gerçek anlamda hoşlanmayan biri için konusu “savaş” olan veya savaşlarda geçen kitaplara ayrı bir zaafım var. Ortaokuldayken ne olmak istediğim sorulduğunda “savaş muhabiri” derdim, sanırım bu fazlasıyla Coşkun Aral’ın Haberci’sini izlememden kaynaklanıyordu ama sonra kendisiyle tanışıp yüzünde savaşın o gerçek izlerini gördüğümde silkelendiğimi hatırlıyorum. Dolayısıyla Türkçeye çevrilmiş birçok kitaba
Bir Oğul
2017’de okuduğum son kitabın, 2018’de bloga yazdığım ilk kitap olacağını düşünmemiştim. Kitap her ne kadar tüm okumam boyunca bende “mutlaka yazmalıyım” duygusu uyandırsa da vaktim olacağı aklıma gelmemişti. Neyse arada derede vakit yarattım ve Kerem ağlayana kadar şimdilik buradayım 🙂 (Öncesini bilmeyenler için not düşeyim, 20 gün önce doğum yaptım