Hayalbazlar Geçidi
Hiç düşündünüz mü ilk hayali kim kurdu? Kim olduğu çok önemli değil belki ama neyin hayalini kurdu? İlk hayal neydi? Bunu bilmemizin imkanı var mı gerçekten bilmiyorum ama Dilge’nin kitabını okuduktan sonra (yazana kadar unutup yeniden okuduğum için süre uzun 🙂 “hayal” konusu üzerinde epey düşündüm. Bu kitaptan bağımsız olarak,
Dahiler Sınıfı
Biyografi okumayı sever misiniz? Ben bayılırım. Hele ki sıkıcı detaylara girilmeden neşeli çizimlerle anlatıldıysa… Uykusuz kaldığım gecelerde (hoş, hala öyleyim) bana eşlik eden bu harika 6 kitap sayesinde “Dahiler Sınıfı”na göz ucuyla da olsa bakma şansım oldu. Bazı isimlerin hikayelerini zaten bildiğimi düşünüyordum ama bu seride klasik bir anlatım olmadığı
Molly Pim ve Milyonlarca Yıldız
Bu kitabı çıktığı günden beri çok merak ediyordum ve kapağı öyle hoşuma gidiyordu ki kitapçıda gördüğümde sevdiğimi biliyorum 🙂 Geçen hafta Şirin’den yeni yıl hediyesi olarak bu kitap gelince öyle şaşırdım ki aklımda başka kitaplar varken önceliği Molly’ye verdim. Molly’nin tek istediği herkes gibi sıradan, düzenli bir hayatının olması. Annesiyle
Benim Babam Ömür Adam
Ömer Açık’ın kitaplarını öğretmen-yazar olması sebebiyle okumak istiyordum ve bu kitabını da ödünç olarak arkadaşımdan alınca bitirir bitirmez buraya yazmak için koştum. Genelleme yapmak elbette ki doğru değil ama öğretmen olan yazarlarımızın hikayelerinin satır aralarında “bir şey öğretmek istiyorum” havasını solumak beni biraz rahatsız ediyor. Bu hikayede de Fiko karakterinin
Piranalarla Yüzen Çocuk
Bugün bir değişiklik yapalım ve ben size bu kitapla ilgili yorumumu anlatmadan önce kapak tasarımına bakıp birlikte düşünelim. Neticede Oliver Abinin emeği var bu çizimde, onunla başlamasak olmaz. Kapaktaki çelimsiz ama cesur bakışlı çocuk size de az sonra heyecan verici bir maceraya atılacakmış gibi gelmedi mi? Yani şöyle düşünsek, kitabın
Kas Makinesi Muz Makinesi Şaka Makinesi
Ne kadar da uzun bir başlık oldu böyle değil mi? Eh ne yapalım, Alexander Amca’nın (bu kadar tanıdıklıktan sonra bence ona bu şekilde hitap etmeme kızmaz) bu serisini ayırmaya gönlüm razı olmadı. Yıllar önce Günışığı Yayınları’ndan çıkan “Abur Cubur Serisi” kitapları kahkahalar eşliğinde okumuştum. Geçenlerde yine okuduğumda o kadar kahkaha
Fil Kadar Küçük
Bu kitabı bir süredir merak ediyordum ancak ne zaman alacağım konusunda bir fikrim yoktu. Kitabı bir arkadaşımdan ödünç aldığımda -altı çizilecek yer çok olursa ne yaparım endişesiyle- biraz tedirgin başlarım ancak bu kitapta altını çizmek istediğim pek fazla yer karşıma çıkmayınca bu endişe de ortadan kayboldu. Yolda / arayışta olma,
Yanlışlıkla Dünyanın Öbür Ucuna Uçan Çocuk
Doğduğunuz andan itibaren uçabiliyor olsaydınız SİZ ne hissederdiniz? Ben çok heyecanlandım. Ama önce biraz canım yandı çünkü kafamı tavana çarptım. Uf! Fena bir çarpışmaydı. Annemi bana şaşkın bakarken gördüğümde bir terslik olduğunu anladım ama bu çok önemli değildi. Çünkü ne olursa olsun o benim annem-di. Eve gittiğimizde abim Henry ve
Çabuksığınlar
Hassas konuların çocuklara nasıl aktarıldığını önemsiyorum ancak bu kitapta çizimler gerçekten konunun önüne geçmiş. Benim de aklıma ilk gelen isim Sempe olmuştu. Çabuksığınlar, Bayan Çabuksığın ve Bay Çabuksığın ile üç çocuğunun yaşadığı göçmenlik sorununu anlatan bir kitap. Bu hikayenin yazılış sebebinin küçük bir kız olduğunu bilmek ve hayvanlar üzerinden başlayan
Endişe Ağacı
“Endişe” ile ne zaman tanıştık hatırlamıyorum. Davetsiz bir misafir aslında kendisi. Kapıyı çalmadan gelip evdeki en güzel köşeye bir güzel kuruluyor ve getir-götür talepleriyle sizi esiri yapıyor. Bunu fark edip “Dur bakalım, sen de kim oluyorsun? Çay-kahve istiyorsan kalkıp kendin almalısın. Hatta daha güzeli, nazik olmalı ve çağrılmadığın yere gitmemelisin.”