Ayıcık Ernest ile Farecik Celestine’in Romanı
Bu romanın 2012 yılında yayımlandığını duyduğumda şaşırdım. Konusu nedense bana eski yıllarda yazılmış bir hikayeyi canlandırmıştı. Tabii bunda ‘edebiyat tarihinde bir ilk‘ çalışma yapılmış olmasının da payı var. ‘İlk’ olduğuna göre eskiden yapılmıştır herhalde 🙂 Ayıcık Ernest ile Farecik Celestine’in Romanı ‘nı tek bir kişiden dinlemiyoruz. İşin içine biraz Ernest
Kiralık Canavar
Tüm kitaplarını en az 1 kere okuyup kendisini çok sevmeme rağmen kütüphanede sadece son kitabından bahsettiğim için biraz üzgünüm Steinhöfel’in. Kitapları yeniden okuyup notlarımı aldığımda ‘Yazar Okumaları’ etkinliği kapsamında Steinhöfel için özel bir yazı yazacağım. Tıpkı Roald Dahl gibi. Şimdilik sadece Kiralık Canavar kitabından söz edeceğim. Steinhöfel’in tüm kitaplarını çok
Ben Yalnız İvan
Hafızam çok iyi olmasa da bir kitapla nerede/nasıl tanıştığımı genelde hatırlarım. Bu kitabı da Goodreadste yorumlarını severek takip ettiğim birinde görmüştüm. Kitaba 5 yıldız vermiş ve kitabı okurken ağladığından bahsetmişti. Kitabı merak ettim ve kitapçıya gidince inceledim, hemen o anda da okumaya başladım. Daha önce bir zürafanın dilinden anlatılan bir
Viktorya Hayal Kuruyor
Bazı kitapları okuduktan hemen sonra yani hakkında yazı yazana kadar unutuveriyorum. Ama yoo bu kitap öyle değil. Bu kitap tam da sevdiğim türden. Kısacık bir hikâyede kalbe dokunur ama aynı zamanda da macera dolu bir anlatım var. Viktorya’ya duyduğum sempati öyle az buz da değil. Basbayağı kendi çocukluğumdan harika kesitler
Kumkurdu
Ben çocukken; Canım sıkıldığında biriyle buluşmak isteseydim bu kişi Kumkurdu olurdu. Oyun oynamak, zıplamak, hoplamak, yaramazlık yapmak isteseydim gözlerim Kumkurdu’nu arardı. Büyüklerin “dır dır etme” laflarına çok kızıp ayaklarımı yere sert vurarak (ve dudağımı bükerek) kendimi dışarı atsaydım, mutlaka Kumkurdu ile karşılaşmak isterdim. Aklıma bir soru takılsa: “Kuşlar uçtuklarını biliyorlar
Kıyıya Vuran Kız
Bu kitabı okurken çok güldüm, çok eğlendim, çok heyecanlandım ve ara ara ağlayacak noktaya geldim. Günlerden bir gün Wammers Kasabası’nda kıyıya küçücük bir kız vurdu. Bu kız ne adını biliyordu ne de yaşını. Hatta nereden geldiği bile meçhuldü. Kıyıya Vuran Kız Hikayenin kalbimi çarpan yerleri burada başlıyor tam olarak. “Bu
Hayal Peşinde
Çok heyecanlıyım, çok! “Hayal Peşinde” kitabını az önce bitirdim ve sıcağı sıcağına yorumumu yazmak istedim buraya. Züleyha ile birbirimizi ne kadar zamandır tanıyoruz bilmiyorum ama her şey instagramda benzer kitaplar paylaşıp, sohbet eder gibi yazışmamızla başladı. Çoğu kitabı benden önce zaten okumuş olduğundan, ona önerebileceğim kitap yok denecek kadar azdı
Uçan Sınıf
Uçan Sınıf kitabını birkaç sene önce yine Çağla’dan ödünç alarak okumuştum. Düşüncelerimi unutabilirim, kitabın konusunu da unutabilirim ama hislerimi unutmam. Kitabı okurken de “ödünç alınmayacak bir kitapmış” dediğimi, okuduktan sonra da içimin kuş gibi olduğunu hatırlıyorum. Bir vesileyle “Uçan Sınıf”ı geçen hafta yeniden okumam gerektiğinde kütüphanedeki kitabımın üzerinde hiçbir yazı/çizi
Demir Adam ve Demir Kadın
Uzun zamandır aklımda olan Demir Adam ve Demir Kadın kitaplarını sonunda okuyabildim. Zihnimde canlanan olay örgüsü ile neredeyse hiç ilgisi yokmuş (arka kapağı özellikle okumadım, kendim fikir yürütmüştüm) öncelikle. “Demir Adam” deyince sizin zihninizde ne canlandı mesela? Ben kitapta bir adet demir adam olacağını ve onun başından geçen bir şey
Clementine
İlkokul hayatım ikiye ayrılıyor: Birinci sınıftan üçüncü sınıfa kadarki “özel” okul, üçüncü sınıftan beşinci sınıfa kadar olan “devlet” okulu. Bu ikisinin arasındaki keskin büyüme çizgisinin içinde biraz yumurta kokusu, biraz sıradan düşecek gibi olma, ama bolca kurallar var. Bu “dikkat” nasıl bir şey bilmiyorum; çünkü hâlâ kendisini toparlayıp bir araya