Tepetaklak
İnsanın hayatı bazen tepetaklak olabilir. Başınıza öyle bir şey gelir ki zeminin ayaklarınızın altında olmadığını şaşırarak fark eder, elinizi ayağınızı tam olarak nereye koyacağınızı bilemezsiniz. Eğer sekiz yaşındaysanız bu durum daha da ilginç bir hal alabilir. En azından benim yaşadığım durumda böyle gelişti olaylar. Otuz yedi yaşındayım ve hayatım birkaç
Çözüm Bakanlığı
Yeni yılda okuduğum ikinci kitap, Çözüm Bakanlığı‘nı tanıtım bülteninde görür görmez meraklanmıştım. Hollanda çocuk edebiyatından son yıllarda epey kitap okuduk ve ben bu kültüre aşina olmayı sevdim. Bir sorununuz varsa ne yaparsınız? Bir mektup yazmak durumu düzeltir mi? Peki, mektubu kime yazacaksınız? Siz bu kısmı düşünürken ben biraz Nina’nın yanına
Frip’in Aşırı Israrcı Pırtlakları
Frip’in Aşırı Israrcı Pırtlakları kitabını gördüğümde ilgimi çekmiş ancak almamıştım. Sonrasında da almadım. Ta ki geçtiğimiz hafta üç arkadaşım da bu kitabı mutlaka okumam konusunda ısrarcı olana dek. Pırtlaklar kadar ısrarcı olduklarını söyleyemem, kendimi bir keçi olarak gördüğümü de… Durun bir dakika, sanırım kafam karıştı! Pırtlaklar, ah evet, hem de
Küçük Koşucular
David Almond’un ilk olarak Piranalarla Yüzen Çocuk kitabını okumuştum. Diğer kitaplarını okuma isteği uyandırmıştı ama sıraya hangisini alsam bilememiştim. Dünya Büyülü Bir Yer ile devam ettim ve “İşte bu!” dedim. Hemen arkasından Alevler Arasında kitabını okumak niyetim vardı ama olmadı. Garajdaki Giz kitaplıkta saklandığı yerden çıktı. “Keşke seni bu kadar bekletmeseymişim.” dedim.
Karda Birdoksan
Yıllar önce Devlet Tiyatrosu’nda “Karlar Kraliçesi”isimli çocuk oyununa gitmiştim. Oyundaki tek çocuksuz yetişkin bendim. En arka sıraya oturmuş, çocuklarıyla ilgilenen ebeveynlere bakarken oyundan pek keyif almadıklarını görüp şaşırmıştım. Oysa çocuklar ne çok eğleniyordu. Elife hamile olduğumu öğrenir öğrenmez de alıp yüksek sesle okuduğum ilk hikaye Andersen’den Karlar Kraliçesi olmuştu. Onu
Gazeteci Çocuk
Ortaokulda Gönül Öğretmenden sonra Türkçe dersimize giren öğretmenimizin adını hatırlayamasam da onu pek de sevmediğimi anımsıyorum. Bize bir şeyler katacak bilgileri paylaşmaktan ziyade tek derdinin müfredata uygun hareket etmek olduğunu, dersteki gecikmelere de sinir olduğunu davranışlarından anlayabiliyorduk. Sözlüye kalkınca biraz geç konuşan bir arkadaşımızın bir gün üzerine gitti ve ondan
Molly Pim ve Milyonlarca Yıldız
Bu kitabı çıktığı günden beri çok merak ediyordum ve kapağı öyle hoşuma gidiyordu ki kitapçıda gördüğümde sevdiğimi biliyorum 🙂 Geçen hafta Şirin’den yeni yıl hediyesi olarak bu kitap gelince öyle şaşırdım ki aklımda başka kitaplar varken önceliği Molly’ye verdim. Molly’nin tek istediği herkes gibi sıradan, düzenli bir hayatının olması. Annesiyle
Benim Babam Ömür Adam
Ömer Açık’ın kitaplarını öğretmen-yazar olması sebebiyle okumak istiyordum ve bu kitabını da ödünç olarak arkadaşımdan alınca bitirir bitirmez buraya yazmak için koştum. Genelleme yapmak elbette ki doğru değil ama öğretmen olan yazarlarımızın hikayelerinin satır aralarında “bir şey öğretmek istiyorum” havasını solumak beni biraz rahatsız ediyor. Bu hikayede de Fiko karakterinin
Süper Kahramanlar Yüksekten Korkmaz
Colas Gutman‘ın daha önce “Çocuk” ve “Rose” kitaplarını okumuş ve her ikisini de çok sevmiştim. Bu kitabının kapağını sevmediğim başka bir kitap kapağına benzettiğim için olsa gerek okumakta biraz tereddütteydim. Geçenlerde Feride’nin kızı Saliha’nın elinde Süper Kahramanlar Yüksekten Korkmaz kitabını görüp, kitabı okurken kıkır kıkır güldüğünü de öğrenince bu öğlen
Curcuna Evi
Uzun zamandır bu kadar curcunalı bir hikaye okumamıştım. Curcunanın sebebi Mahir Ünsal Eriş’in “Dünya Bu Kadar” kitabındaki gibi çok fazla karakter olması da değil aslında. Asıl sebep arka arkaya gelişen olaylar. Tam “yok artık” dediğiniz yerde bambaşka bir şeyin patlaması 🙂 İnsan daha önce kitaplıkta göz göze gelip bir şekilde