Isaac Newton
Kitaptan bahsetmeye geçmeden önce uzun uzun matematik-fizik-kimya dersleriyle olan ilişkimi anlatasım var. Ama yok kendimi tutacağım ve sadece özet geçeceğim. İlkokulda yani matematikle tanıştığım o ilk zamanlara dönecek olsak kafası epey karışmış bir Esra görürüz. Hayal bulutlarının üzerinde süzülürken çarpım tablosunu ezberleyemiyor olmam bence çok normaldi. (hala da bilemem 🙂
Sevgili Bill
Mektup arkadaşlığı çok özeldir. Günümüzün iletişim şekli olan “mail” ve “whatsup” yazışmalarından bir hayli farklıdır. İlk mektubumu anneme yazdığımı (içeriği çok da iyi değildi) hatırlıyorum ve onun bu mektubu hala sakladığını da biliyorum. Ondan sonra sınıf arkadaşlarım, oyun arkadaşlarım, yurtta oda arkadaşlarım “mektup arkadaşım” oldu. Yazarken kendimi çok daha iyi
Ferdinand
Yapı olarak sakin biriyim ve kavga etmeyi hiç sevmem. Beceremem de. Kavga edebilmek bence ayrı bir ‘marifet’. Bazen toplu taşıma araçlarında, işyerinde ya da sokakta denk geliyorum. Genel olarak hoş görü ve empatiye pek yatkın olmadığımız için saman alevinden parlayacak bir yapısı var sanki toplumumuzun. Soğukkanlı olmak pek bize göre
Kirpi Kız
Bir gün yolda yürürken birini görürsünüz ve ona aşık olursunuz! Bir gün bir kafede oturmuş kitap okurken kafanızı kaldırdığınızda size doğru gülümseyen bir çift yeşil göz görürsünüz ve o kişiye aşık olursunuz! Ya da uzun zamandır tanıdığınız bir arkadaşınıza zaman içerisinde aşık olursunuz! Aşkınıza karşılık bulabiliyorsanız bu harika bir şeydir,
Duvarların İçindeki Kurtlar
Neil Gaiman ile üniversitede Sandman serisi ile tanıştım. Okurken acayip korktuğumu ama buna rağmen kitabı elimden bırakamadığımı hatırlıyorum. Çok sonra Koralin’i okuduğumda da benzer şeyler hissetmiştim. Babam Süt Peşinde ise tadından yenmez bir sıcaklıktaydı, gülmekten gözümden yaş gelmişti hatırlıyorum. Odd ve Ayaz Devleri ve Yıldız Tozu’nu da yeniden okumam gerek,
Denizi Düşleyen Prenses
Bir çocuk kitabından bahsetmeyecek olsaydım sanırım başlıktaki “prenses” ben olurdum; denizi düşlediğim için.. Ankara’nın sevmediğim birçok özelliğinin yanında denize en az 4-5 saat uzaklıkta olması da sayılabilir. O yüzden, sıklıkla ben de denizi düşlerim. O yüzden de Wave’i çok severim. Denizi Düşleyen Prenses’in içerisindeki dağ/deniz karşılaştırması/tercihi de çok güzeldi. “Dağlardaki
Çocuk / Colas Gutman
Colas Gutman’ın, Rose ve Süper Kahramanlar Yüksekten Uçar kitaplarını da çok sevmiştim. “Çocuk” kitabında ise bambaşka bir konu var. Leonard, doğayı çirkin, yeşil ve sıkıcı bulan ancak doğaya aşık anne-babasıyla, doğanın içinde yaşam süren bir çocuktur. Bir gün anne babasıyla keçi yolunda yürüyüşe çıkar, ormanda kaybolur ve bir koyuna rastlar.