Şair Kısakulak
Çok ünlü bir şair/yazar olduğunuzu düşünün. Biraz daha detay vermem gerekirse; 88. Çukur, Yaban Gülü Sokağı, Hızlıkoşanlarköy’de yaşayan yalnız, dalgın, unutkan ve oldukça yavaş bir şair olduğunuzu hayal edin. Bu hayale şimdi tatlı bir tavşan ekleyin ve onunla yer değiştirmeye hazır olun. Şair Kısakulak sizin yerinize hikayenizi anlatacak çünkü ünlü
Fırtına Şövalyesi
Yağmuru ve bulutları çok severim, havanın kapalı olmasını da. Ancak şiddetli rüzgar, fırtına ve gök gürültüsü beni biraz korkutur. Bir doğa olayının yaşanmasına tanıklık ediyoruz penceresinden bakarsak eşimin yaptığı gibi kahvemi alıp camın önüne bir minder atmam yeterli. Ama seslerin yüksekliği ve şiddeti beni bu keyiften mahrum bırakıyor. Çocuk kitaplarının
Boşluk
Onunla ne zaman tanıştık tam hatırlamıyorum ama hayatıma girdikten bir süre sonra peşimi bırakmadığını fark etmiştim. Sanki biraz, nasıl desem…kuyruk gibiydi. Nereye gidersem gideyim beni takip ediyordu. Onu mutlu etmem gerektiğini düşünüyordum. Nasıl yapacağımı bilemesem de neredeyse her yolu denedim. Ona sevebileceğini düşündüğüm çeşitli hediyeler aldım, sürprizler yaptım hatta kahvesinin
Soğuktan Korkmayan Tek Kuş
Adana’da doğup büyüyen birine göre sıcaktan fazla hoşlanmayan bir yapım var. Bana göre en güzel mevsim sonbahar, hele ki Ankaradaysanız. İlkbaharı gerçekten yaşayan ve kıştan çıkıp direk yaz sıcaklarına geçmeyen bir memleket varsa orayı da tercih edebilirim. Ama kış… 2002 yılında Ankara’ya geldiğimde -daha önceden bilmeme rağmen- soğuktan epey etkilenmiştim,
Can ile Zortan’ın Maceraları
Yıldıray Karakiya ile Bir Dolap Kitap sayesinde tanıştık ve yolumuz her seferinde farklı sebeplerle kesişti. Bunlardan kalbimde en çok yer edeni tabii ki Şuşu oldu. 21 Sıradan Şeyin Sıradışı Tarihi ile hiç bilmediğim şeyler öğrendim. Ve ardından Dünyalı Dergi ile her ay yepyeni dünyalara daldım. İşte o ara çocukken okusaydım
Annemin Çocukluğu Nerede?
Okul hayatım ne yazık ki erkenden (5.5 yaş) başladığı ve tüm gün okulda olduğum için doyasıya oyun oynadığım bir dönem geçirdiğimi pek hatırlayamıyorum. İlkokul öncesi döneme ait anılarım hep damda tek başıma oynadığım top oyunları, bisiklet sürme vb üzerine. Evcilik oyunlarımı da hayal meyal hatırlıyorum. Annemin okul programı yoğun olurdu
Arkadaşım Olmak İster Misin?
İlkokulda 3. sınıfa kadar annemin öğretmenlik yaptığı özel okulda okuduktan sonra 4. ve 5. sınıfları evimize yakın olan bir devlet okulunda okudum. Bu “macera”dan aslında başlı başına bir kitap çıkar. 19 kişilik sınıftan 65 kişilik bir sınıfta okumaya, kokulara, bahçedeki çeşmeden su içmek için sıra beklemeye (ki sıra bekleyen sadece
Bayan Kaz ve Çikolatalı Pasta / Bayan Kaz Bale Yapıyor
Bayan Kaz ve onun meşhur çikolatalı pastası ile tanışalı epey oldu. Elif henüz bebekken (şimdi kocaman çocuk, 26 aylık 🙂 gündüzleri uyuduğu 30-40 dakikalık o altın “anne saati” zamanlarında ya kitap okurdum ya da çizim yapmaya çalışırdım. Bazı günler 30+30 uyuduğu olurdu, slingde bile uyusa sorun değil ben yine çalışma
Çiçekli Şiirler
Şiir okumayı çok severim ancak iyi bir şiir okuru sayılmam. Bu durum biraz çelişkili dursa da aslında şöyle açıklayabilirim. Bir şiir kitabını başından sonuna kadar tek solukta oku(ya)mam. Ara veririm, arada başka metinler okurum ama illa o kitaba dönerim tabii sevdiysem. Üniversite yıllarım boyunca neredeyse yastığım altında dururdu Tim Burton’ın
Bay Mucittaş ve Ailesi
Şapkada Eriyen Bay Karp hakkındaki yazımın üzerinden bir aydan fazla zaman geçmiş. Bu sürede biraz daha yetişkin kitaplarına yöneldim biraz da hastane işleri ile uğraştım ama aklım hep çocuk edebiyatı ve tatlı kütüphanemde kaldı. Bana instagramdan “kütüphaneniz nerede?” diye sorulduğunda hem içim burkuluyor hem de sanki gerçekten böyle bir yer