Ö.T.E.K.İ.
İlkokulu biraz özel okul biraz da devlet okulunda okuyunca çok çeşitli arkadaşlarım oldu. Özel okuldaki arkadaşlıklar biraz daha mesafeliydi ve benim hafızam o kadar iyi değil, okula 5.5 yaşında başladığımdan tek derdim, matematik dersinin gelmemesi, teneffüse çıkmak ve biraz uyumaktı 🙂 İlkokul 4 ve 5. sınıfı ise curcunanın hiçbir gün
Ben Yalnız İvan
Hafızam çok iyi olmasa da bir kitapla nerede/nasıl tanıştığımı genelde hatırlarım. Bu kitabı da Goodreadste yorumlarını severek takip ettiğim birinde görmüştüm. Kitaba 5 yıldız vermiş ve kitabı okurken ağladığından bahsetmişti. Kitabı merak ettim ve kitapçıya gidince inceledim, hemen o anda da okumaya başladım. Daha önce bir zürafanın dilinden anlatılan bir
Pes Etmeyen Tavuk
Ben küçükken damda -teras denmez bizim oralarda 🙂 – kümesimiz vardı ve ben sabahları taze yumurtayı oradaki tavuklardan alırdım. Kaç taneydiler hatırlamıyorum ama her gün en az 1 yumurtamız olurdu ve üzerine de benim adım yazılırdı çünkü evin en küçüğü bendim 🙂 Civcivleri, tavukları ve horozları da hep çok sevdim
Viktorya Hayal Kuruyor
Bazı kitapları okuduktan hemen sonra yani hakkında yazı yazana kadar unutuveriyorum. Ama yoo bu kitap öyle değil. Bu kitap tam da sevdiğim türden. Kısacık bir hikâyede kalbe dokunur ama aynı zamanda da macera dolu bir anlatım var. Viktorya’ya duyduğum sempati öyle az buz da değil. Basbayağı kendi çocukluğumdan harika kesitler
Kiraz’ın Şarkıları
İletişim Yayınevi’nin çocuk kitapları serisini gerçekten seviyorum. Kitapların farklı bir tarzı var ve kitaplar beni hemen yakalıyor 🙂 Kiraz’ın Şarkıları da öyle oldu. İlk çıktığından beri okumak istiyordum. Kısacık bir hikayede öyle güzel bir anlatım var ki. Doğumundan kısa süre sonra annesi ölen, babası hayata küsen minik kız ona bakan
Güneşten Sarı Baldan Tatlı / Kafrika’nın Gölgeleri
Sanırım ilk defa bir hikayeyi zürafanın gözünden dinledim . Sadece bu özelliği bile yetmişti ilk kitabı sevmeme. Ama ne yazık ki kütüphaneden almıştım ve altını çizemedim hiç. 2. kitap kütüphanemde zaten vardı çünkü ben o kitabın 2. kitap olduğunu bilmiyordum 🙂 Son zamanlarda okuduğum içimi en çok ısıtan hikayeydi diyebilirim. Naz, Beyaz
Kumkurdu
Ben çocukken; Canım sıkıldığında biriyle buluşmak isteseydim bu kişi Kumkurdu olurdu. Oyun oynamak, zıplamak, hoplamak, yaramazlık yapmak isteseydim gözlerim Kumkurdu’nu arardı. Büyüklerin “dır dır etme” laflarına çok kızıp ayaklarımı yere sert vurarak (ve dudağımı bükerek) kendimi dışarı atsaydım, mutlaka Kumkurdu ile karşılaşmak isterdim. Aklıma bir soru takılsa: “Kuşlar uçtuklarını biliyorlar
Kıyıya Vuran Kız
Bu kitabı okurken çok güldüm, çok eğlendim, çok heyecanlandım ve ara ara ağlayacak noktaya geldim. Günlerden bir gün Wammers Kasabası’nda kıyıya küçücük bir kız vurdu. Bu kız ne adını biliyordu ne de yaşını. Hatta nereden geldiği bile meçhuldü. Kıyıya Vuran Kız Hikayenin kalbimi çarpan yerleri burada başlıyor tam olarak. “Bu
Hayal Peşinde
Çok heyecanlıyım, çok! “Hayal Peşinde” kitabını az önce bitirdim ve sıcağı sıcağına yorumumu yazmak istedim buraya. Züleyha ile birbirimizi ne kadar zamandır tanıyoruz bilmiyorum ama her şey instagramda benzer kitaplar paylaşıp, sohbet eder gibi yazışmamızla başladı. Çoğu kitabı benden önce zaten okumuş olduğundan, ona önerebileceğim kitap yok denecek kadar azdı
Uçan Sınıf
Uçan Sınıf kitabını birkaç sene önce yine Çağla’dan ödünç alarak okumuştum. Düşüncelerimi unutabilirim, kitabın konusunu da unutabilirim ama hislerimi unutmam. Kitabı okurken de “ödünç alınmayacak bir kitapmış” dediğimi, okuduktan sonra da içimin kuş gibi olduğunu hatırlıyorum. Bir vesileyle “Uçan Sınıf”ı geçen hafta yeniden okumam gerektiğinde kütüphanedeki kitabımın üzerinde hiçbir yazı/çizi