Söyleşi: Ayşe İnan Alican

İstanbul Kitap Fuarı’nda tanışmıştık sizinle ve Lokum adına kitap imzalayıp çizmiştiniz. O günden sonra da çizimlerinizin takipçisi olduk ve şimdi de “1 Kitap 1 Mektup” etkinliğine katılarak bizi çok mutlu ettiniz.
Hemen belirteyim ki merak ettiğimiz bir dolu soru var:

Öncelikle yaptığınız işin adı illüstratör/çizer/grafiker mi? 
Bir metni veya iletilmek istenen mesajı canlandırıyor ve yorumluyorum, resimle aktarıyorum bu yüzden, illüstratörüm. Gazetede karikatür çizerken karikatürist veya çizerdim, reklam sektöründe tasarım yaparken grafik tasarımcı.

Daha çok çocuklara yönelik çizimler yapmanızın bir nedeni var mı?
Masal düşkünlüğümün yanı sıra resimli kitapların çocukluğumdan beri beni büyülemesi, çocukların sıcak ve sahici dünyalarında resimlerle buluşuyoruz duygusu, bir çeşit oyun oynuyorum aslında, onlarla. Yaptığım işin kalıcılığı da iyi yanlarından.

Bildiğim kadarıyla Hacettepe Üniversitesi Grafik Ana Sanat Dalı’ndan mezunsunuz. Mezuniyetinizden sonra bu masal diyarına nasıl girdiniz?
H.Ü. mezuniyet tezi olarak tutkumun ilk parçası olan “Elma Kelebeği” adlı öyküyü resimlemiştim. Tesadüfen görülen eskiz defterimle mezun olur olmaz günlük bir gazetede karikatür çizerek ardından da 9 yıl ders kitabı resimleyerek geçirdiğim zaman asıl yapmak istediğim şeyi geç de olsa hatırlattı. Serbest çalışmaya tezimin tasarımını da yaparak büyük bir heyecanla başladım. Bu uzun süreci bir yandan da dergi, afiş, ambalaj, takvim, bilimsel ve teknik illüstrasyon ve tasarım çalışmaları takip etti. Bu arada “Elma Kelebeği” de basıldı. Fakat her detayını yazar ve editörle paylaştığım benim için ilk diyebileceğim “Kim Korkar Kırmızı Başlıklı Kız’dan” adlı resimli kitapla hayalim başlamış oldu.

Önünüze gelen yeni bir projeden bahsedecek olursak, hangi kriterlere göre o projeye dahil olmayı kabul ediyorsunuz?
İlk okuduğumdaki duyduğum heyecan en etkili seçim nedenim. Özgün, yaratıcı, evrensel, sahici, çocuğu erken büyütmeyen, çocuğun bir dahi olduğunu düşünerek yazılan metinler beni büyülüyor ve çocuksu bir coşkuyla projeye dahil oluyorum.

Muhtemelen birçok değişkeni var ama bir kitabın çizimi ne kadar sürede tamamlanıyor?
Ortalama 5 ayda orijinaller bitmiş oluyor. “Beyoğlu Macerası” istisna diyelim. Resimlemesi 8 ay sürdü.

Okuduğunuz bir metinden hangi parçalara çizim yapılması gerektiğine nasıl karar veriyorsunuz? Çünkü gerçekten iyi bir resimli kitapta, yazıları okumadan hikayeyi anlayabilmek gerekiyor.
Metindeki duyguları, dildeki renkleri, oyunları en iyi yansıtabilecek kareyi seçerken; acemi karalamalardan emin olana kadar devam ediyorum. Çocukları içine çekebilecek sahne ve detaylar eklemeden de yapamıyorum.
Çocuğun düş gücünü kısıtlayan tüm ipuçlarını veren resimler iyidir dersek yanlış ve eksik olur sanırım.
Resmin metindeki duyguyu verebilmesi, çocuğa canlandırılan dünyaya katılma hissi vermesi ve bu sayede metni okumak istemesi daha iyi diye düşünüyorum.

Karakterlerin ne giyeceği, bakışlarının nasıl olacağı metinde yazmıyorsa nasıl belirliyorsunuz?
Metindeki duygu ön planda olarak defalarca çizerken bunca zamandır biriktirdiğim görsel ve düşsel hafızamdan karaladığım karakterlerden birisiymiş bakışıyla, minik çizgi hareketlerinin bazen tesadüf dercesine birleşmesiyle ortaya çıkıyor.

Metnin yazarına hangi aşamalarda çizimlerden gösteriyorsunuz? Ya da tüm çizimler bitince mi yazar da görebiliyor 🙂
Eskizler bittiğinde yazar ve editör ile tüm detayları gözden geçiriyoruz. Metni aynı dilde renk ve oyunlarla yansıtmaya çalışırken kurduğunuz dostluk, kimya, sihir ve paylaşım çok önemli.
Çizim –en azından bizim için- oldukça zor bir iş. Gerçekten yetenek midir bu işin temeli yoksa asıl eğitim mi büyük ölçüde şekillendirir kişiyi?
Biraz görsel belleği konusunda yeteneği olanlar.Ustalaşmak yoktur aslında, arzunuza biraz daha ulaşmak çabası, daima acemi bir ruhla bu alanda meraklı, araştırmacı, sabırlı, kararlı çaba sarf etmek.

Önünüzde bembeyaz bir sayfa varken –ya da bilgisayar/tablet ekranı- hayal gücünüz ne ile beslenir?
Genellikle çocuk yüzleri, özellikle gözleri, merak, arzu, heyecan, mutluluk, mutsuzluk, sevinç ya da üzüntü ifadesinin dolaysız hallerini yansıtıyorlar ve ipucu veriyorlar. İmge düzeyinde hala canlı kalan çocukluğumdan, bitmez tükenmez doğa düşkünlüğümden, yaşadığım çirkin ya da güzel olan her şeyden etkilenerek doğadaki doku ve desenlerle cisimlere, kağıda, boyaya bulaşarak bembeyaz kağıdı kirletiyorum.

Her çizerin yaptığı çizimin şekli bir çeşit imza mıdır? 
Renk ve desenleri kullanırken sizi besleyen unsurları kullanmaktaki tercihleriniz, oyunlarınız ister istemez ele verir kendini.

Yabancı çizerlerden kimleri seviyorsunuz ve yaptıkları çizimleri nasıl takip ediyorsunuz?
Yerli , yabancı Sarah Dyer, Peter McCarty, Shaun Tan, Celia Chauffrey, Colin Thompson, Eugenia Nobati, Gustavo Aimar, Holly Clifton, Can Göknil, Behiç Ak, Ferudun Oral, Selçuk Demirel, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Mustafa Delioğlu … birçok usta sanatçı var. Zaman bulursam web sitelerinden fakat daha çok basılı kitaplarını tercih ediyorum.

Çok sevdiğiniz çocuk kitapları hangileri?
André Neves – Bulutların Arasında
Simla Sunay- Çeşme ve Rüzgar son zamanlarda sevdiklerimden.

Çalışırken “olmazsa olmaz”larınız var mı? Çay, kahve,ışık, kalem vs.?
Hayal gücü.

Son soru da Lokum’dan; siz olsaydınız “3 kedi 1 dilek”teki bir hikayede ne dilek tutardınız 🙂

Soru Lokum’dansa çatısında dolaşabildiği binalar, mahallenin balıkçısı- kasabı- bakkalı, sokakta- parklarda oynayabilen çocuklarıyla yemyeşil mahalleleri eksik olmasın”’ı dilerdim.
Lokum’a ve Çilli’ye kucak dolusu sevgilerimle…

Sevgili Ayşe İnan Alican, biz sizi pek sevdik, hele ki Lokum 🙂
Etkinliğimize katıldığınız ve bu keyifli röportajda aklımızdaki bir dolu soruya cevap verdiğiniz için çok teşekkürler.Başarılarınızın devamını dileriz.

blank
lokumcocuk

0 Yorum

Yorum gözükmüyor

Şu anda yorum yok, bu yazı için ilk yorumu sen yapabilirsin!

Yorum yapabilirsin

<