Cik!
Babam Çalılığa Dönüşünce kitabından sonra Leeuwen’in tüm kitaplarını okumak istemiştim. Tarzı bana o kadar yakındı ki. Biraz muzip biraz hüzünlü biraz çizimli biraz düşündürmeli… Cik! ile bu sayede tanıştım. İsmini gördüğüm bir kitaptı ancak kapak görseli şimdiye kadar bana göz kırpmamıştı. Cik’i uzun sürede bitirdim, sebebi de “Değiştir” diye diye
Pimpirik İle Sümsük
Ende gerçekten çok özel bir yazar. Yazılarının içinde bir miktar büyü çokça hayal dünyası var. Yıllar önce Momo’yu okuduğumda çok etkilenmiştim. Hatırlamak için yeniden okumaya çalıştığımda ise bunu yapamadım. Gerçeklerle ve duman adamlarla yüzleşmekten korktum. Bitmeyen Öykü’ye ise birkaç kez başladım ancak devamını getiremedim. Kitaplar için ‘doğru an’ın gelmesi meselesine
Ö.T.E.K.İ.
İlkokulu biraz özel okul biraz da devlet okulunda okuyunca çok çeşitli arkadaşlarım oldu. Özel okuldaki arkadaşlıklar biraz daha mesafeliydi ve benim hafızam o kadar iyi değil, okula 5.5 yaşında başladığımdan tek derdim, matematik dersinin gelmemesi, teneffüse çıkmak ve biraz uyumaktı 🙂 İlkokul 4 ve 5. sınıfı ise curcunanın hiçbir gün
Ben Yalnız İvan
Hafızam çok iyi olmasa da bir kitapla nerede/nasıl tanıştığımı genelde hatırlarım. Bu kitabı da Goodreadste yorumlarını severek takip ettiğim birinde görmüştüm. Kitaba 5 yıldız vermiş ve kitabı okurken ağladığından bahsetmişti. Kitabı merak ettim ve kitapçıya gidince inceledim, hemen o anda da okumaya başladım. Daha önce bir zürafanın dilinden anlatılan bir
Yarından Sonra
Tatile çıktığımızda yanıma yeteri kadar kitap aldığımdan emindim ama bazı kitapları yolda bitirebileceğim hiç aklıma gelmemişti. O yüzden de korktuğum şey başıma geldi ve ben küçük bir şehirde kitapsız kaldım 🙂 Yeni bir kitapçının açıldığını söylediler ve ben mekanı da çok merak edip hızlıca oraya gittim. Üst katı kafe alt
Pes Etmeyen Tavuk
Ben küçükken damda -teras denmez bizim oralarda 🙂 – kümesimiz vardı ve ben sabahları taze yumurtayı oradaki tavuklardan alırdım. Kaç taneydiler hatırlamıyorum ama her gün en az 1 yumurtamız olurdu ve üzerine de benim adım yazılırdı çünkü evin en küçüğü bendim 🙂 Civcivleri, tavukları ve horozları da hep çok sevdim
Viktorya Hayal Kuruyor
Bazı kitapları okuduktan hemen sonra yani hakkında yazı yazana kadar unutuveriyorum. Ama yoo bu kitap öyle değil. Bu kitap tam da sevdiğim türden. Kısacık bir hikâyede kalbe dokunur ama aynı zamanda da macera dolu bir anlatım var. Viktorya’ya duyduğum sempati öyle az buz da değil. Basbayağı kendi çocukluğumdan harika kesitler
Kiraz’ın Şarkıları
İletişim Yayınevi’nin çocuk kitapları serisini gerçekten seviyorum. Kitapların farklı bir tarzı var ve kitaplar beni hemen yakalıyor 🙂 Kiraz’ın Şarkıları da öyle oldu. İlk çıktığından beri okumak istiyordum. Kısacık bir hikayede öyle güzel bir anlatım var ki. Doğumundan kısa süre sonra annesi ölen, babası hayata küsen minik kız ona bakan
Güneşten Sarı Baldan Tatlı / Kafrika’nın Gölgeleri
Sanırım ilk defa bir hikayeyi zürafanın gözünden dinledim . Sadece bu özelliği bile yetmişti ilk kitabı sevmeme. Ama ne yazık ki kütüphaneden almıştım ve altını çizemedim hiç. 2. kitap kütüphanemde zaten vardı çünkü ben o kitabın 2. kitap olduğunu bilmiyordum 🙂 Son zamanlarda okuduğum içimi en çok ısıtan hikayeydi diyebilirim. Naz, Beyaz
Kumkurdu
Ben çocukken; Canım sıkıldığında biriyle buluşmak isteseydim bu kişi Kumkurdu olurdu. Oyun oynamak, zıplamak, hoplamak, yaramazlık yapmak isteseydim gözlerim Kumkurdu’nu arardı. Büyüklerin “dır dır etme” laflarına çok kızıp ayaklarımı yere sert vurarak (ve dudağımı bükerek) kendimi dışarı atsaydım, mutlaka Kumkurdu ile karşılaşmak isterdim. Aklıma bir soru takılsa: “Kuşlar uçtuklarını biliyorlar