Bir Babanın Kalbi
Babalar Günü yaklaşıyor. Kendimi ne kadar zorlarsam zorlayayım babamla ilgili anılarım çok silik. En çok da ses tonu zorluyor beni. Tam olarak neye benziyordu bilemiyorum. Her sene bir önceki senenin üstüne artı bir koyarak değil de sil baştan hesaplıyorum aramızdan ayrılışını. Bu sene tam on dokuz yıl bitmiş. Seneye kocaman
Tepetaklak
İnsanın hayatı bazen tepetaklak olabilir. Başınıza öyle bir şey gelir ki zeminin ayaklarınızın altında olmadığını şaşırarak fark eder, elinizi ayağınızı tam olarak nereye koyacağınızı bilemezsiniz. Eğer sekiz yaşındaysanız bu durum daha da ilginç bir hal alabilir. En azından benim yaşadığım durumda böyle gelişti olaylar. Otuz yedi yaşındayım ve hayatım birkaç
David Mckee ve Elmer Serisi
Ben David Mckee ve Elmer serisi ile tanıştığımda Elif henüz doğmamıştı. Elmer’i okumak çok eğlenceliydi ve sorunları çözme şekli, olumlu yaklaşımı, muzipliği çok hoşuma gidiyordu. Ancak onun dünya çapındaki etkisinden o kadar da haberdar değildim. Sonra Elif doğru ve biz onunla Elmer okumaya başladık. Çok net bir şekilde çocukların neden
Kurda Kuşa Aşa
Şiirsel Taş‘ın yazıp Zeynep Özatalay‘ın resimlediği Kurda Kuşa Aşa kitabı “Kim takılır peşine eksik bir bilmecenin?” sorusuyla başlıyor ve biz tatlı bir kızın peşinden yollara düşüyoruz. Ninesinin gözü gibi baktığı koyunlarından kırktığı yünü eğirip, kök boyasına düş boyası katıp renk verdiği hırkası ve onun ceplerinden çıkanlara hikâye boyu hem şaşırıyor
Bir Balonun Peşinden
Bloğa yazı yazmayı çok sevsem ve bu konuda heyecandan yerimde duramasam da tüm gün ekrana bakarak yaptığım işim sebebiyle akşam olunca bilgisayarı görmek istemiyor canım. Ama bazı anlar ve kitaplar da var ki, anlatmazsam çatlarım dediğim, onları bekletmek dondurmanın erimesine göz yummak gibi oluyor. Kıymet’in Bir Balonun Peşinden kitabı gibi.
Balina Süleyman’ın Dokuz Yüz Otuz Birinci Dünya Turu
2019’un nisan ayında Belgin’den bir mektup aldım. Mektubun içerisinden de iki kitap çıktı. (Belki de tam tersiydi deyip en başta kafanızı karıştırayım.) İkisinin de baskısı yok ve ağzımı şaşkınlıktan ne kadar kocaman açmışsam geri kapatırken yorulmuştum. Kitaplardan biri -şu hayatta en en en sevdiğim ve güldüğüm seriden- Yamuk Okuldu. Onun
Tuhaflıklar Ailesi Yollarda
John David Anderson’un Üç Çocuk, Bir Öğretmen ve Unutulmaz Bir Gün kitabından sonra yeni yayımlanacak kitabını uzun süredir bekliyorduk. Bu kitabı çok sevenler olarak bir grup kurulsa sanırım buna kimse şaşırmaz. Yayınevinin kataloğunda kitabı gördüğüm andan beri kitaba kavuşmak için gün saydım. Hemen okumaya başladım ancak kitabı ne hemen bitirmek
Okuma Bilmeyen Kitapçı
Eskiden kitaplarımın çoğunu metroda okurdum ve çoğu kitabım bu sebeple yamuk yumuk okumalara maruz kalmıştı. Metroda dediysem rahatça oturarak okumuyordum tabii; ayakta düşmemeye çalışırken veya sırada anlamsızca etrafıma bakınırken okumaya çalışıyordum. Zamanla bu okuma şeklim evrildi ve çocukları uyuturken her durumda ve şekilde okuyabilmeye kadar gitti. Detaya girip konudan uzaklaşmayayım,
Çözüm Bakanlığı
Yeni yılda okuduğum ikinci kitap, Çözüm Bakanlığı‘nı tanıtım bülteninde görür görmez meraklanmıştım. Hollanda çocuk edebiyatından son yıllarda epey kitap okuduk ve ben bu kültüre aşina olmayı sevdim. Bir sorununuz varsa ne yaparsınız? Bir mektup yazmak durumu düzeltir mi? Peki, mektubu kime yazacaksınız? Siz bu kısmı düşünürken ben biraz Nina’nın yanına
Söyleşi: Mustafa Kemal Yılmaz
Bir dönem blogda sıklıkla yazar söyleşileri yapıyordum. Epeydir bu alanda yapmak istediklerim birikti ancak tam olarak içime sinmeyince de devam etme motivasyonum düşmüştü. (Geçen gün yaptığımız mini söyleşi bir başlangıç olmuştu.) Derken bir gün karşıma üç harika kitap çıktı. Harika olmalarının en önemli sebebi de özgün olmaları. Türkçe çocuk edebiyatında