Özgürlük Hapishanesi /Michael Ende
Canım mektup arkadaşım Şirin’e bir mektubumda, “unutamadığın, çok sevdiğin kitaplar neler?” diye sormuştum, o da cevaben “Özgürlük Hapishanesi” demişti. Notlarıma ekledim ama baskısı olmayan bir kitap olunca çok da üzerine düş(e)medim. Şirin’in bir sonraki mektubunun içinden (ya da tam tersi) bu kitap çıkınca çok şaşırdım ve çok da sevindim. Ende, herkesin
Kurt Geri Dönmüş! / Geoffroy de Pennart
Siz de duydunuz mu? Eyvah ki ne eyvah! Ne yapacağız biz şimdi? Kurt geri dönmüş! Hiiiii!!!! Hemen saklanmak gerek, peki nereye? Benim aklıma bir yer geliyor ama önce ormanda bir tur atmak gerek. Biraz havuç kokusu takip edersek sanırım işimiz kolaylaşır. Masal Kahramanları da Burada! Kimler yok ki Geoffroy de
Dâhiler ve Şampiyonlar / Guido Sgardoli
Yaşam hikâyeleri nasıl başlar? Bazen bir doğumla bazen de tam ortasından ve hiç beklemediğiniz bir şekilde. Başkalarının hikâyeleri çoğu zaman bize çok daha büyüleyici gelir. “Bak işte onun anlatacak ne çok şeyi var.” Deriz. Gördüğümüz tek bir kesite bakarak bütüne dair yorumlarda bulunuruz hatta. “İyi, çünkü parası / gücü /
Tilki Tilda
Selçuk Ceylan’ın Tilki Tilda kitabı hakkında yazılanlar, Tilda’yı çok merak etmeme sebep olmuş ancak bu tatlı kuyrukla kitaplığımda uzaktan bakışmakla yetinmiştim. Limon Okuma Grubu’nun bu ayki kitaplarından biri olduğunu duyunca dün metroda okumak için çantama attım hemen. Sesini duymam uzun sürmedi; “Hey, evcil insan, çıkar çabuk beni buradan.” “Ne zaman
Küçük Kara Bulut
Eskiden bulutlara o kadar da sık bakmazdım.Bazen kafamı yukarı kaldırır ve gökyüzünde bazı bulutlarla karşılaşırdım ama bulutların benim için anlam kazanması Yoko Ono‘nun Meşe Palamudu kitabından sonra oldu. (Gerçi bu kitapla beraber sadece bulutlar değil birçok şey yeniden anlam kazandı.) Bulutlara daha sık bakar ve gözlem yapar oldum. Nazlı Deniz
Benden Bir Tane Daha Olsa / Peter H. Reynolds
Sizden bir tane daha olsa nasıl olurdu, hiç düşündünüz mü?“Tam da ihtiyacım olan şey!” mi, dediniz?Peter H.Reynolds da bunu düşünmüş ve “Benden Bir Tane Daha Olsa” demiş. Benden bir tane daha olsa, öyle güzel bir iş bölümü yapardık ki. Birimiz sadece sevdiği işlerle meşgul olurken diğerine pek de sevilmedik işler
Sevgili Öğretmenim / Deborah Hopkinson
Her insanın hayatında -eğer şanslıysa- en az bir öğretmeni onun hayatını değiştirecek kadar etkin bir rol üstlenir ve bunu -ilginçtir- farkında olmadan yapar. Bileyerek isteyerek yapmaya çalışsa zaten bu yapay kalır ve bir işe de yaramaz. Etkide bulunan kişininse görevi farklıdır; o bir zincirin tamamlayıcı halkasıdır ve onun etki ettiği
Son Yelkovan
Son Yelkovan kitabı ve Dilge Güney ile mini söyleşimiz: “Kalbini kötülük yönetmiyorsa yolundan şüphe etme.Kapat gözlerini, dileğinin gerçekleşmesini bekle.” Kitapta karşılaştığım bu cümlenin benim için de bir anahtar olabileceğini düşünmeden not ettim defterime. Gözlerimi kapattım ve dileğimin gerçekleşmesini bekledim, kalbimi kötülük yönetmiyordu (umarım) ama şüpheler bolca kurcalıyordu beni. Derken uzaktan
Akim Koşuyor
Akim Koşuyor Sene 1990. Ben henüz 5 yaşındayım ama kısa süre sonra okula başlayıp çabucak büyüyeceğimden habersizim. Evimiz 3 katlı, minik bir limon ağacını barındıran müstakil bir ev. Alt katlarda teyzemler oturuyor, biz üçüncü kattayız. En büyük eğlencem ya dama çıkmak ya da arka bahçedeki limon ağacının orada koşturmak. Büyüklerin
Küpeli
Oturduğumuz eve taşınalı bir yılı geçti. Kapının hemen önünde duran sakin köpekten Elif ilk başta korkmuştu ama apartman görevlimiz bu köpeğin oldukça zararsız ve dost canlısı olduğunu söyleyip Elifle onu tanıştırınca bizim de her gün “Merhaba” diyebileceğimiz bir köpeğimiz oldu. Çok uzun bir süre ismini sormadık ve ardından adını “Kurufasülye”