Başka Bir Gezegen Yok!

“Başka Bir Gezegen Yok!” kitabını ilk gördüğümde ve alt başlığı olan “Atıksız Yaşamın İpuçları”nı okuduğumda bu kitabın bizim ev için de uygulanabilir öneriler barındırdığını düşünüp heyecanlanmıştım. Çocuklar yokken çöplerimizi ayırmak ve Ankara’da bu ayrıştırılmış çöp alanlarına gitmek için bagajda çöplerimizi taşıyarak -kendimizce- doğaya saygılı yaklaşmak, bizi o kadar zorlamıyordu. Hatta komşular da biriktirdikleri cam ve plastik şişeleri bizim kapımıza bırakır olmuştu. (Bundan 7-8 sene öncesi tabii.) Ardından çocukların yaşam alanlarımızı ele geçirmesiyle -burada gerçekten gülümsüyorum- bizim için bu durum uygulanabilir olmaktan uzaklaştı ve biz belli başlı şeylere dikkat edebilmek dışında “atıksız yaşam”dan koptuk diyebilirim.

Nil Ormanlı Balpınar‘ın yazdığı bu kitabı da biraz silkelenmek ve bizim yapabileceğimiz neler var kısmına daha detaylı bakabilmek için okumuştum. İlk bölümde atıksız yaşama dair ipuçları var ve sanırım benim en sevdiğim ve pratik bulduğum yer burası oldu.

Bu kitabı sadece çocukların okuması yetmez, çocuklarla beraber ebeveynlerin de okuması ve tüm ipuçlarını uygulamak zor olacaksa, evin durumuna göre neyin uygulanabilir olacağına beraber karar vermek ve hayata geçirmek daha kalıcı olacaktır. Hatta bunun için belki ikinci baskıda kitabın sonuna “notlar” bölümü için bir iki tane boş sayfa veya kontrol listesi de eklenebilir.

Okulda / Evde / Özel Günlerde Atıksız Yaşam Nasıl Olur?

Her bölümde pratik öneriler de var. Konu başlıkları belki birkaç ana başlık altında daha iyi olabilirmiş diye düşündüm ancak bu haliyle de istediğiniz konuya rahatlıkla erişebiliyorsunuz.

Kitapta gençlerin ilgisini çekebilecek karekodlar ve tarifler var. Ve bir de takas önerisi yer alıyor. Takas konusunu ben de çok önemsediğim için açıkçası ilgimi çekti ve buraya da eklemek istedim.

blank

Elif de geçen gün evin içerisinde takas yapabileceği şeylere bakıyordu. Babasına resim yaptı ve karşılığında bir şey istedi, sonra da “Takasta her iki tarafın da mutlu olması gerekir. Sen mutlu oldun mu?” diye  de sordu.

Kitabın sevdiğim yönlerinin yanında tereddütte kaldığım noktaları da oldu. Onları da yazarına sormak istedim. Kısa sürede dönüş yaptığı ve detaylı anlatımıyla bizi aydınlattığı için teşekkür ederim.

Minik Bir Söyleşi

“Başka Bir Gezegen Yok!” kitabının tasarımını çok sevdim. Seçilen tonlar ve desenler hatta kağıdın özel baskısı bile anlatılan konuyla ilgili bir farkındalık çağrışımı yapıyor. İçeriğe geçmeden önce kitabın bu yönünden de bahsedelim mi? Yayıncılık sektörünün de içinden biri olarak kitabın yayımlanma ve baskı sürecini biraz paylaşabilir misiniz?

Öncelikle bu güzel sözleriniz için teşekkür ederim:) Aslında çok zor olmadı bu süreç; iç tasarımı sevgili Esra Burak tek seferde oturttu. Kapak için de dört beş seçeneğimiz vardı, okurun dikkatini en çok çekecek kapağı birlikte bulmaya çalıştık. Canım editörüm Merve Okçu zaten tüm süreç boyunca yanımdaydı. Çok keyifliydi her şey.

Kısacık, kâğıdın zemini konusuna değineyim. Aslında geri dönüştürülmüş kâğıt kullanmak istedik fakat maliyeti yüksek olacağı ve bunun da satış fiyatına yansıyacağı için vazgeçtik. Kitabımın herkese ulaşılabilir gelmesi daha önemli şu süreçte. Ama geri dönüşümlü kâğıtla ilgili bir arkadaşım ile başka projelerimiz var.

blank

 

“Doğaya Yaptığımız İyilik”

Atıksız yaşamın ipuçları bizi bir yönde sürdürülebilir bir alana götürse de maddiyat olarak da dikkat çeken bir tarafı var. Ülkenin genel aile yapısı, alışkanlıkları ve maddi imkanlar çerçevesinde bu ipuçlarının daha ulaşılabilir /uygulanabilir olmasının bir yolu var mı?

Ben öyle olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Evet, abartan üreticiler var fakat zaten bizim amacımız tüketimi azaltmak zaten. Daha geniş çerçeveden bakılması gerektiğine ve bazen de “Diğeri neden ucuz?” diye sormamız gerektiğini düşünüyorum. Adil, etik ve yerli üretim yapanların bir tık daha pahalı olmasının nedeni zaten bu saydığım sıfatlar değil mi?

Birkaç örnek vereyim: Atıksız yaşama geçtiğinizde gereksiz, aslında ihtiyacınız olmayan ürünleri almamaya başlıyorsunuz  zaten, otomatik olarak paranız cebinizde kalıyor, hatta tasarruf yapmaya başlıyorsunuz.

Daha kaliteli ürünler almaya özen gösterdiğiniz için çok daha uzun seneler kullanıyorsunuz, özellikle de kıyafet konusunda. Hızlı modanın dayattığı, iki yıkamada orası burası bozulan bir elbiseniz olmuyor. Uzun yıllar giyebileceğiniz, kullanabileceğiniz ürünler almış oluyorsunuz.

Bazı şeyleri evde yapmaya başlıyorsunuz, o yüzden yine paranız cebinizde kalıyor.

Tek kullanımlık ürünler yerine çok kullanımlık ürünler tercih ettiğiniz için yine maddi (ve tabii ki manevi) olarak kârda oluyorsunuz.

Sirke, arap sabunu ve karbonatla tüm evi temizleyebileceğiceğiniz için zibilyon tane deterjan almanıza gerek kalmıyor. Hem onlara para vermiyorsunuz, hem kendinizi hem de doğayı kimyasallarla kirletlememiş oluyorsunuz.

Ve son olarak ileride hastanelere vereceğiniz para yine cebinizde kalıyor. Tabii bunlar sadece maddi yönü, doğaya yaptığımız iyilik de cabası!

Projeler, Fikirler: “Greenvibes”

Kitap bittiğinde hem çok güzel fikirlerle donatılmış hissettim hem de biraz karamsarlığa düştüm. Elbette ki gerçeklerden bahsetmek önemli ama bu karamsar havadan çıkıp biraz daha yapabileceklerimize odaklanmak daha iyi olmaz mı? Aklınızda bu konuyla ilgili farkındalık yaratabilecek başka projeler de var mı?

Karamsarlık demeyelim de acı gerçekler diyelim bence:) Öncelikle hayatımızdaki alışkanlıkları değiştireceksek öncelikle bunu neden yaptığımızı iyice araştırıp benimsememiz gerekiyor. Ve bu “nedenler” de ne yazık ki evet biraz karamsar. Ayrıca bunları insanların yüzüne vurmazsanız ne yazık ki harekete geçmiyorlar. Çok da fazla birebir etkilerini görmediğimiz için iklim değişikliği konusunu nedense hep arka plana atıyoruz.

Haberlerde daha yeni yeni “iklim krizi, iklim değişikliği, küresel ısınma” gibi kelimeler geçmeye başladı, çok kısa süre önceye kadar tüm bu yaşananlar “hava koşulları”ndan öteye geçemiyordu ne yazık ki. Hava sıcaksa sıcak, yağmurluysa yağmurlu. Ama ocak ayında bahar havası normal mi? Kesinlikle değil. Bunların arka planındakileri öğretmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. O yüzden belki de biraz panik olmak şu an işin aciliyetini vurgulamak ve harekete geçmek için gereklidir 🙂

Aklımda bir sürü proje var, bir tanesini ise yakın zamanda hayata geçirdik. Sevgili Ceren Özcan Tatar ile birlikte “Greenvibes” isimli bir oluşum kurduk. Orada eğitimler, ekolojiye dair konuşmalar, belgesel gösterimleri yapıyoruz. Hem keyifli hem de bilgilendirici, farkındalık oluşturacağımız bir ortam yaratmaya çalışıyoruz.

Atıksız Yaşam / Başka Bir Gezegen Yok!

“Sıfır atık” başlığı biraz ulaşılmaz/ iddialı geliyor insana ve “Başka Bir Gezegen Yok!” kitabında da bu terim yerini biraz daha “Atıksız Yaşam” halinde gösteriyor. Sıfır atık sahiden de mümkün olabilir mi? Veya Atıksız Yaşam için sizce en temelde yapılması, değişmesi gereken şeyler neler?

Ben kişisel olarak Sıfır Atık kelimesinden hiç haz etmiyorum. İnsanın üzerinde olumsuz bir etki oluşturduğuna ve baskı yarattığına inanıyorum ve aslında bakarsanız mümkün de değil. Ki zaten insanlar için değil, endüstriyel üretim yapanlar için üretilmiş bir terim. Eğer ki bir şirket “sıfır atık” olmak istiyorsa kaynak geri kazanımı oranında yüzde 90’ı yakalamış olması gerekiyor. Yani onlardan bile yüzde yüz başarı beklenmiyor, biz nasıl yapalım? 🙂

Her zaman söylediğim gibi öncelikle kendimizi ve çöp kovamızı tanımak, ardından evde atık yönetimi yapmak ve doğa dostu pratikleri benimsemek çok önemli. Bu röportajı okuyan herkes lütfen yarın bir iki hafta boyunca çöpünü incelesin ve not alsın.

Ardından bunları “geri dönüştürülebilenler”,” geri dönüştürülemeyenler” ve “organik atıklar” olarak üçe ayırsın. Hangisi daha fazlaysa ona göre hareket etmek gerek. Bir de lütfen ilçe belediyenizi arayıp geri dönüşüm atıkları konusunda ne yaptıklarını, mümkünse eviniz geri dönüşüm kutusu istediğinizi söyleyin. Sıfır Atık Yönetmeliği’nin geçmesiyle artık her ilçe belediyesi kendi atık yönetiminden sorumlu, o yüzden siz de arayarak bilgi alabilirsiniz.

***

Bu kitabı okuduktan sonra gidip çöpümüzü karıştırdım ve gördüklerim beni şaşırttı. Bu kitaptaki önerilerden sonra kendi hayatımızda uygulanabilir olanlardan seçtim ve yavaş yavaş da olsa uygulamaya başladım. Bu bile iyi hissettirdi.

Umarım sizin için de güzel bir farkındalık yaratır.

*Doğa hakkındaki bu kitaplar da ilginizi çekebilir.
Başka Bir Gezegen Yok! kitabı hakkında daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Başka Bir Gezegen Yok!
Yazan: Nil Ormanlı Balpınar
Kapak ve İç Tasarım: Esra Burak
Genç Timaş, 2020, 120 sayfa, 10+

lokumcocuk

0 Yorum

Yorum gözükmüyor

Şu anda yorum yok, bu yazı için ilk yorumu sen yapabilirsin!

Yorum yapabilirsin

<