İyi Bak
Bir temenni mi yoksa bir istek mi?
İyi bak.
Yılın bu zamanlarında ben çoktan yeni yıl kartlarımı hazırlamış ve hediye göndereceğim kişiler için kitaplarını almış olurdum. Geçtiğimiz yıllarda 70-80 kadar kargo yolladım. Bu sene bu sayıyı sorguladım. Fazla sorgulamışım sanırım, sayı 10’a düştü 🙂 Bunda en büyük pay, arkadaşlık konusunda ilginç bir yıl yaşamış olmam oldu. Bugün halıyı süpürürken şunu düşündüm: Ben pek de iyi bir arkadaş değilim aslında… İyi’likten neyi kastettiğimi anlamaya çalışırken halıdaki zorlu yerleri daha da süpürdüm. Mesela bence çok vefalı değilim. Kime göre neye göre? Bak şimdi! Neyse ki evimiz oldukça pis, süpürülecek alan çok ve benim aklım da yine karışık. Şu an hayatımda pek de olmayan insanları düşündüm. Varlıklarının anlamı neydi, yoklukları neyi değiştirdi? Bir de bana “sığ” diyorlar bak, oysa hep derin sulardayım yahu!
İyi Bak
Bu sene kendimi daha cesur buldum. İfade etmek istediklerimi bazen direk söyledim bazen de sandviç yaptım. Sandviçi ben yemedim ama yenilmesi için ortaya koydum. Sandviçi görmedilerse onları sandviçten haberdar ettim. (Tamam daha fazla sandviç demek yok!)
Yapmak istemediğim veya beni huzursuz eden ne ise onu anlamaya çalıştım. Bunu hemen yap(a)madım. Önce eskinin alışkanlığı ile durumu reddettiğim veya mış gibi yaptığım da oldu. Ancak sesi kapatamadım. Ses, duyulmak istiyordu. Onu çocuklarla yaptığım gibi göz hizama alıp sordum, “Evet, nedir sorun?” Öyle yalın şeyler duydu ki bu kulaklar, şaşırdım. Sesin bir sorunu yoktu, duyulmak için dışarı çıkmaya ihtiyacı vardı. Lütfen önünden çekilebilir miydim?
Bir sesin önünden çekilme pratiği yapmak ilginç bir deneyim. Sanki ne yöne gitsem önünü kapatıyorum hissi ile karışıp yolumu daha da kaybettim. Yolumu her kaybettiğimde sesin yine de yanımda olduğunu fark ettim. Bana kırgın ya da kızgın da değildi. Yanımda olmak istemişti. Bu bir yoldu ve beraber yürümemizde sakınca yoktu. Öyleydi böyleydi derken yolu bulduk. Tek seferlik bir şey değildi ayrıca bu. İçimde biriken ses zaten öyle büyükmüş ki parça parça koparak bir öncekinin bulduğu yoldan ilerleyerek dışarı çıkıyor. Onlar memnun ben mutlu. Yolu bulmakmış mühim olan.
Yeni yıl kartlarından içimdeki sese ne ara geldik bilmiyorum. Neyse, yeni yıl için kart hazırlamaya bugün başladım ve “İyi Bak” yazan bu karta gözüm takıldı. (Bu cümleyi yazmak için bilgisayar başına oturmuş olmamı hatırlamam iyi oldu.) Geçen sene Sinek Sekiz’e gitmiş ve tatlı Funda ile sohbet ede ede onlardan bir şeyler almıştım. Bana kart hediye etmişti. Diğerlerini ben de hediye ettim sevdiklerime. Ama bu “İyi Bak” bana kalmış.
Şimdi karşıma astım.
Kime / neye iyi bak?
Kendime, aklıma, düşüncelerime, hayallerime, kitaplarıma, çocuklarıma, aileme ? (Sıralama için aklınızdan bir şeyler geçmiş miydi? Yakaladım sizi 🙂
Daha genel şeyler de mümkün.
Kaynaklar tükeniyor ve fiyatlar uçuyorken;
Evrene, dünyaya, elindekilere, doğaya, çevrene iyi bak da diyor olabilir mesaj.
Daha da yazarım ama lafı uzatırsam uyumadan önce kitap okumaya çok az vaktim kalıyor, bunu sevmiyorum.
Şimdilik soruyu yenileyerek bitirelim.
Bir temenni mi yoksa bir istek mi?
İyi bak.
Kime ve neye?
Cevap yazanlar arasından kendisine iyi baktığını kanıtlayan 3 kişiye “İyi Bak” yazılı tişört hediye! Tamam, sadece şakaydı ama bu “İyi Bak” sorgulamam ve yolunu bulan (bazen yine de kaybolan) sesimin devamı gelir bence.
Canınız yazmak isterse, size iyi gelen şeyleri yazmanız beni mutlu eder.
*Derin düşünceli, kitaplardan bağımsız yazılarımı “Mantar Pano”ya ekliyorum. Devamı ilginizi çekebilir. Belki de çekmez 🙂 (Bunlar hep Elifle fazla vakit geçirmekten sanırım…)
1 Yorum
Kendime iyi bakmak için bloğumuzda daha fazla zaman geçirmeye karar verdim 🙂 kurtarırsa resimli kitaplar kurtaracak beni bu vahşi gündemden 🙂