Jacominus Gainsborough’un Paha Biçilmez Anları
Jacominus Gainsborough’un Paha Biçilmez Anları kitabını ilk çıktığı zamanlarda gördüm, bir süre sonra da aldım ancak hemen okumadım. Masamın üzerinde birkaç resimli kitapla beraber araya sıkıştırılmamış vakitleri beklediler. Sonunda dün Fethiye’de en sevdiğim yere Günlüklü’ye gittiğimizde sığla ormanının ortasında okudum. O sırada telefonum pek çekmiyor olmasına rağmen birkaç arkadaşıma kırmızı
Becky Breinstein
Becky Breinstein okuldan atıldı ama neden? Bunun nasıl gerçekleştiğini öğrenmek isterseniz dünya üzerindeki son Tazmanya kaplanı ile arkadaş olan Becky’nin hikâyesini okumanız lazım. “Huzursuz çocuklara DEHB’li, zor çocuklara otistik diyorlar. Bu tür ifadelerle ne demek istediklerini merak ediyorum. Beni tanımlayacak bir kelime ise şimdilik yok.” diye başlıyor kitap ve bu
Balina Süleyman’ın Dokuz Yüz Otuz Birinci Dünya Turu
2019’un nisan ayında Belgin’den bir mektup aldım. Mektubun içerisinden de iki kitap çıktı. (Belki de tam tersiydi deyip en başta kafanızı karıştırayım.) İkisinin de baskısı yok ve ağzımı şaşkınlıktan ne kadar kocaman açmışsam geri kapatırken yorulmuştum. Kitaplardan biri -şu hayatta en en en sevdiğim ve güldüğüm seriden- Yamuk Okuldu. Onun
Kaybolunca Nereye Gideriz?
Yazarın yakın zamanda “Ben Dünyaya Geldiğimde” kitabını bloğa eklemiştim ve tüm kitaplarını yavaş yavaş kitaplığıma eklemek istediğimi de yazmıştım. Önceliği aralarında en çok merak ettiğim kitaba – Kaybolunca Nereye Gideriz– verdim ve yine bu kitabı da dönüp dolaşıp okudum. Her seferinde de farklı cevaplarla karşılaştım. Öncelikle kaybolmak ne demek, kitap
Tilki 8
Uzun zaman oldu bloğuma yazı yazmayalı ve gerçekten çok özledim burada olmayı. Tudem katalogları güz mevsiminde yayımlandığında çok büyük bir heyecanla önümüzdeki bir yıl hangi kitapları okuyacağımız konusunda telaşa kapılıp katalogları iştahla karıştırıp notlar alırım hatta bazı arkadaşlarımla da paylaşırım. Geçen seneye benim için damga vuran kitaplardan biri Frip olduğu
Teunis ve Çok Tuhaf Hayvan Öyküleri
Toon Tellegen‘ın Teunis kitabını bir kitapçı keşfinde 2014 yılında bulmuştum. Kapak öyle güzeldi ki yazarına bile bakmadan almış, Elif’i uyutmaya çalıştığım ve onun zoraki uyuduğu yarım saatlik zamanlarda bu kitabı okumuştum. Zaten kıpırdama imkanım yoktu, o dönem ayağımda sallıyordum Elif’i ve sallarken bile kitap okuyabilme becerisi geliştirmiştim. Yanıma termoste kahve
Frederick
Bu yazı aslında hiç aklımda yoktu. Bloga yazmam için bekleyen kitaplara belki biraz haksızlık yapmış olacağım ama çok sevdiğim Leo Lionni’den blogda şimdiye kadar hiç bahsetmemiş olma ayıbımı senenin son gününde de olsa kapatmak istedim. İşin aslı, gerçek sebep bu değil. Gerçek sebep, Frederick‘i -yazarak- anmak istemem. Leo Lionni’nin 1967
Konuk Yazar: Gamze Özen İrez / Belki
Kobi Yamada ile “Bir Fikirle Ne Yaparsın?” kitabıyla tanışmıştım ancak neden bilmiyorum yayımlanan diğer kitaplarını almamıştım. Ta ki “Belki” yi görene dek. Kapağından mı yoksa adının belirsiz cazibesinden mi bilmiyorum, çıkar çıkmaz aldım okudum sevdim. Bloga yazacaklarım köşesine kaldırdım (ah o köşeyi bir görseniz) ve sonra hakkında ne yazacağımı biraz
Özgür
“Özgür” kitabı hakkında uzun bir süredir yazmak istiyordum ancak fırsat bulamamıştım. Geçtiğimiz hafta sonu yeniden Günlüklü Koyu’na giderken yanıma aldığım birkaç kitaptan biriydi “Özgür” ve tam şu fotoğrafı çektiğim sırada aklıma geldi: “Çocuklar doğada gerçekten daha özgür değil mi?” “Ormana nasıl geldiğini kimse hatırlamıyordu. Onun yeri orasıydı. Bunu herkes çok
Beklemek
Her gün aslında pek farkında olmasak da birini veya bir şeyleri bekliyoruz. Beklemek ile neyi kast ediyorum? Sabahları alarmın çalmasını, Kahvaltıda çayın demlenmesini, Tuvalette.. (tamam şimdilik buraya girmeyelim), İşe gitmek için dolmuşun gelmesini, İş yerinde vaktin dolmasını (bir beyaz yakalı için farklı hisseden var mıdır bilemem), Bazen arkadaşımızın bizim için