Annemin Çocukluğu Nerede?
Geçen haftalardan birinde “Ze” ile tanıştım. Kırmızı rengi ve zürafaları seven bir kız değil; renklerden kırmızıyı ve hayvanlardan zürafayı seviyor çünkü. (Yazarın bu minik kelime oyunlu girişine bayıldım) Anne ve babasının zoruyla daha doğrusu oyun oynama vaadiyle yumurtasını hop diye atıveriyor ağzına hem de burnunu kapatıp! Ama o da ne? Babası olta takımlarını çıkarmış, balığa gitme hazırlıkları yapıyor; annesiyle başka bir dünyada. Peki, Ze boş yere mi yedi o hiç sevmediği yumurtasını? Çok sevdiği Zürafa Hanım ile beraber (bilmiş bir zürafa olduğu için “hanım” demek yakışmış ama benim tercihim “Ze” ile uyumlu farklı bir lakap olurdu 🙂 çay takımlarını dizdiler ve sonunda annesi “Kuş Hanım” olmak için yanlarına geldi aslında… Lakin oynamış olmak için geldiğinden az kalsın Kuş Hanım’ı da suda boğacaktı. Zürafa Hanım sorunun kaynağını buldu pek tabii: “Annen çocukluğunu kaybetmiş. Böyleleri oyun oynayamaz.” Peki çözüm?
Annemin Çocukluğu Nerede?
Ze ve Zürafa Hanım başlarlar aramaya… Ze’nin annesinin çocukluğu dolabın içinde olabilir mi? Veya masanın altında? Yoksa o kapısı hep kilitli olan odanın içerisindeki kutulardan birinde mi?
Hikayenin hangi yöne gideceğini merak içerisinde okudum ve bulunan o meşhur çocuklukla beraber ben de rahatladım. Nerede saklandığını elbette söylemeyeceğim ama benim için de güzel bir deneyim oldu.
Elifle oynarken bazen “anne” değil de “öğretmen” gibi olduğumu ve onunla oynamak yerine ona bir şeyler öğretmeye çalıştığımı fark ediyordum. Şimdi ise çocukluğunu bulmuş bir anne gibiyim, öyle olmasa Elif’e doğum gününde teyzesinden hediye gelen tırtıllı legoları görüp Eliften çok sevinmez ve “Ama ben onları çocukken çook severdim!” diye haykırmazdım, öyle değil mi?
Bu hikayede siyah, beyaz ve kırmızı renklerin hakim olmasını sevsem de çizimlerin biraz daha yumuşak geçişli (küçük burunlu Ze gibi) olmasını tercih ederdim.
Ze’yi hayatımda farklı bir yere koydum ve Elif ile okuyacağımız günleri iple çekmeye başladım. Bana sormasına fırsat vermeden çocukluğumu saklamaya ve hep hatırlamaya devam edebilirim umarım…
Hazır 23 Nisan da gelmişken hem size hem de çocukluğunuza bir hediye olsun, çocukluğunuzun nerede olduğunu* 24 Nisan tarihine kadar yazın, yazarından imzalı Ze ile tanışma fırsatı yakalayın.
* İpucu: Çok uzağa gitmiş olamaz! 🙂
**Bu kitaplar da ilginizi çekebilir. Ve Dilge Güney’in diğer kitaplarına buradan ulaşabilirsiniz.
Yazan: Dilge Güney
Resimleyen: Berna Erözkan Akan
Yaş grubu: 7+
Yakın Kitabevi, 56 sayfa, karton kapak
0 Yorum
Yorum gözükmüyor
Şu anda yorum yok, bu yazı için ilk yorumu sen yapabilirsin!