Babam Çalılığa Dönüşünce kitabı Hayykitap’tan çıktığı için beklentim yüksekti. Yayınevinin bu türdeki çeviri kitaplarında şimdiye kadar hayal kırıklığı yaşamadım. Tek endişem içinde ‘savaş’ olmasıydı. İlk sayfalarda yüreğime oturan ağırlık tatlı Toda ve bakış açısı sayesinde öyle hafifledi ki.
Toda’nın babası ‘çalılığa dönüşmeden’ önce her gün sabahın dördünde kalkıp 20 çeşit kremalı pastayla üç çeşit turta yapan bir tatlıcı. Ancak bir gün ‘birileri’ ile ‘ötekiler’ arasında çatışmalar boy gösteriyor ve babası nefis kokan mesleğini bırakıp savaşa katılıyor.
Toda’ya bir süreliğine büyükannesi göz kulak olmaya geliyor ancak patlamalar o kadar şiddetleniyor ki oturdukları ev de güvenli olmaktan çıkınca Toda mecburen en son 1 yaşındayken gördüğü annesinin yanına başka bir ülkeye doğru yola çıkıyor. Normal bir zamanda olsa bu yolculuk muhtemelen daha farklı bir seyirde gelişecekken savaş şartlarından dolayı Toda’nın annesine kavuşma hikayesi biraz(!) maceralı oluyor.
Ah keşke büyükanneyi biraz daha tanıma şansımız olsaydı. Torunu onu unutmasın diye kendi resmini Toda’nın defterine çiziyor ancak beğenmeyip bu çizimlerin üstünü karalıyor:
Toda yola çıkmadan önce ‘aklında tutacağı her şeyin’ listesini yapıyorlar. Bu sayfayı dönüp dönüp okuyunca listedekileri ezberledim zaten ama kitap yanımda yokken okumak isterim belki diye buraya da ekleyeyim:
Benzer bir listeyi kendim için de yaptım:
Toda yol boyunca bir grup başka çocuk, kucak sevdalısı yaşlı teyzeler, tuhaf bir general ve karısı, cesaret, yönetim becerisi ve sadakat gösteremeyen kaçak komutan ve Çocuk Konukevi gibi çeşitli insanlarla karşılaşıp oldukça ilginç mekanlarda bulunuyor. Sonunda da kendini durmadan yanlış adreslere teslim edilen bir posta pakedi gibi hissediyor.
“Hayatta karşımıza her zaman kötü insanlar çıkmaz, iyi insanlar da vardır.” lafını doğrulayan komutanı ben çok sevdim. Emretmeyi beceremiyor diye Toda ona ’emretme’ alıştırması yapıyor.
Sınırı geçtiğinde Toda’ya sorulan ‘Bir işe yarar mısın? / Bu ülke için yapabileceğin yararlı şeyler var mı?’sorusuna Toda’nın verdiği yanıtlar çok güzeldi. Bir an kendimi düşündüm. Belki ben de”Kaybolmakta iyiyimdir, 2 yaşındaki çocukların inat krizlerine alışkınımdır, yemek pişiremem ama kızartma börek yapabilirim” derdim 🙂
“Babam Çalılığa Dönüşünce” naif bir yol hikayesi. Bu yolda sadece Toda yok aslında, savaşın ortasında/kıyısında/kenarında kalmış tüm çocuklardan birer parça var içinde.
Çocuklarla savaş hakkında konuşmak ve savaşın çocukları nasıl etkilediğini birinci ağızdan dinleyebilmek için harika bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Yaşananlar ne kadar kötü de olsa kitapta pozitif, esprili bir dil ve yazarın bolca çizimi yer alıyor.
Toda’nın aklı karışmış halleriyle çocuk saflığının örnekleriyle bitireyim yazımı:
“Gelgelelim bilmediğim daha bir dünya şey vardı.Bir sınırın nasıl göründüğünü bilmiyordum örneğin. Bir hipopotamın kaç yaşına kadar yaşayabildiğini bilmiyordum. Tanıdığım hiç film yıldızı yoktu. Yarının nasıl bir gün olacağını bile bilmiyordum ki.”
“Bir sınıra neden sınır dendiğini, sınır denen şeyi kimin icat ettiğini öğrenmeye can atıyordum; bir de sınır olarak belirlenmiş yerlerin hemen yakınında nasıl olup da insanların yaşadığını merak ediyordum. Ve buralarda yaşayan insanlar her iki tarafa da mı aitti, yoksa hiçbir tarafa ait değil miydi, işte bu sorunun yanıtını bilmek istiyorum.”
“Ağlamaya başlamıştım. Bana mutluluk veren şeyleri düşünerek gözyaşlarımı engellemeye çalışıyordum. Babamın kremalı pastalarını. Babaannemin saçlarını. Kutupyıldızını. Ama hiçbiri işe yaramıyordu.”
* Savaşı anlatırken anlatmayan BALIK kitabı benim için çok özeldir, onun hemen yanına bu kitabı da koyacağım 🙂
Babam Çalılığa Dönüşünce
Özgün Adı: Toen mijn vader een struik werd
Yazan ve resimleyen: Joke van Leeuwen
Çeviren: Burak Sengir
Yaş grubu: 10+
Hayykitap, 2012, 104 sayfa, karton kapak
0 Yorum
Yorum gözükmüyor
Şu anda yorum yok, bu yazı için ilk yorumu sen yapabilirsin!