Nasıl Sanatçı Olunur?
Jerry Saltz‘ın yazdığı Hayalperest Yayınevi tarafından yayımlanan Nasıl Sanatçı Olunur? kitabını geçtiğimiz günlerde bir solukta okudum. Sanat kitaplarının zaten ilgimi çekiyor olması bir yana başka herhangi bir konu için de motive edici pek çok başlık ve örnek vardı kitapta. Kısa cümleler halinde aktarmaya çalışayım, unutursam dönüp bakarım. “Sanat açık uçludur,
Üç Gölge
Son birkaç yıldır çizgi roman okumadığım gün yok ama buraya neredeyse hiçbirini eklememişim, buna üzüldüm. Şimdi neden buradayım emin değilim. Bir kitap okudum ve hikâye beni çok etkiledi. Böyle zamanlarda o kitabı sündürene kadar başka kişilerle konuşmak ve mümkünse göremediğim yerleri başka bir göz aracılığıyla görmeyi çok istiyorum. Buna imkanım
Neden Çocuk Kitapları Okumalıyız?
“Herkes çocuk kitapları okusa dünya daha iyi bir yer olmaz mıydı?” diye düşünürüm bazen. Bu soru belki çocuk kitaplarının üzerine bir yük bindirmek gibi olacak, o sebeple de soruyu değiştirip “Çocuk kitapları okuduğumuzda bize neler olur/oluyor?” gibi bambaşka bir pencereye geçiyorum. Başkalarını bilebilme imkanım yok elbette ama ben, çocuk kitapları
2020’nin En’leri -Yetişkin Kitapları-
2020’nin En’leri Çocuk Kitapları listesinden sonra Goodreads hesabımdan “Bu sene ne okudum acaba?” diye bir kontrol ettim. Bazı yıllarda okuduklarımı notlar alarak ayrı bir defterde saklayabiliyordum ancak şu an Goodreads’e girecek kadar vakit bulduğumda şanslı hissediyorum. Listeyi hazırlarken belirli bir sıra izlemedim. Bazılarını gruplandırdım bazılarını ise bende bıraktığı izlenime göre
Bağlar
Yüz Kitap yayıneviyle Bağlar kitabı ile tanıştım ve bana bu kitabı hediye eden de İzmir’den Gökçe oldu. Kitabın nedense öykü olduğunu düşünüp öykü rafına kaldırmıştım. Geçtiğimiz haftalarda Sevengül Hoca‘nın dersinde Rukiye, bu kitaptan bahsedince ilk defa görmüşçesine not almıştım. Ve ardından kendinden gelişen bir anda yetişkin edebiyata ait kitaplığı düzenlerken
Kirpinin Zarafeti
Kirpinin Zarafeti kitabını sıklıkla görüyor olmama rağmen Deniz Yüce Başarır Ben Okurum yayınlarında yer verene dek okuma isteğim olmamıştı. Merak ediyordum ancak belki bir ara okurum diyordum. Bu podcasti dinledikten sonra ve Ankara’daki kitap kulübümüzle bir kitap seçmek durumunda kalınca bu kitabı önerdim ve uzun bir aradan sonra kitap kulübümüze
1984 / George Orwell
Üniversitedeyken Örgüt Sosyolojisi dersinde Cesur Yeni Dünya kitabını okumuştuk. Distopyalar öncesinde ilgimi çeker miydi hatırlamıyorum ama sonrasında özellikle distopya okumak için arayışa girmiştim. Fakat neden bilmiyorum, George Orwell‘in 1984 isimli kült romanını okumak için aradan seneler geçecek ve ben uykuya bir türlü dalamayan çocuklarımın başında gecenin bir yarısı bu kitabı
Bizim Büyük Çaresizliğimiz
Barış Bıçakçı‘nın birkaç öykü kitabını okumuş ve (Seyrek Yağmur hariç) tarzını çok sevmiştim. Bizim Büyük Çaresizliğimiz kitabına da birkaç sene önce annemi yolcu ettiğimiz bir gece başlamış ve aklım onda olduğu için hikayenin devamında beni ne bekliyor bilemediğimden (sanırım lohusalık kafasındaydım) devam etmemiştim. Geçen hafta Fareler ve İnsanlar kitabını okuduktan
Fareler ve İnsanlar
Üniversite ikinci sınıftayken, ilk sene derslerim kötü olduğu için kaldığım yurttan ayrılmam gerekti, Cebeci’den Dışkapı’daki yurda sürülmüşüm. İlk başta uzaklıktan dolayı çok mutsuzdum ama orada geçirdiğim bir sene bana çok şey kattı. Arkadaşlarımın neredeyse tamamı veterinerlik okuyordu ve ben “iletişim” okurken onlar birçok hayvanın kemiklerinin Latince adlarıyla cebelleşiyorlardı ve bu
Konuş Maria
‘’Bir yerde yaşam varsa, orada umut da vardır.’’ Tolstoy Doğanın seslerini duyabilme imkânınız oluyor mu? Ya da öyle bir zamanı kendinize ayırabiliyor musunuz? Sadece iki dakikanızı ayırıp dinleyin. Bambaşka seslere tanık olabilirsiniz. Hayatımız boyunca karşımıza çıkan insanların da her biri değişik seslere sahip. Gerçekten zaman ayırıp karşımızdaki insanı dinlediğimizde anlamamız