Üç Gölge

Son birkaç yıldır çizgi roman okumadığım gün yok ama buraya neredeyse hiçbirini eklememişim, buna üzüldüm. Şimdi neden buradayım emin değilim. Bir kitap okudum ve hikâye beni çok etkiledi. Böyle zamanlarda o kitabı sündürene kadar başka kişilerle konuşmak ve mümkünse göremediğim yerleri başka bir göz aracılığıyla görmeyi çok istiyorum. Buna imkanım yoksa da yazıyorum. Yazarken neden tam olarak yazmak istediğimi de keşfetmiş oluyorum, bu harika.

Baobab Yayınları

Baobab Yayınları’nın çoğu kitabını okudum. Fethiye’de çizgi roman satan bir yer olmadığı için (mevcut kitapçılardaki manga zengini rafları saymazsak) konuya bakıp kitaplarımı seçmeye çalışıyorum. Bazen de yorumuna güvendiğim birinin “Bence seversin!” demesi veya “Kırmızı Domates!” alarmını vermesi etkili oluyor. Referans noktalarım çıkmaz sokak olduğu için bazen tuhaf hissediyorum ama bu onları kullanmamı engellemiyor.

Son bir yıldır sadece çizgi roman okuyan ve okuduklarını tartışan paylaşan bir kulüp peşindeyim. Bunun için biraz üşengeç ve kitap kulübü yorgunuyum diyelim ancak Üç Gölge gibi etkisi büyük kitaplardan sonra hayalimdeki insanları yuvarlak masanın etrafına topluyor ve onlara tek tek sorularımı soruyorum. “Nasıl buldun?”, “Şurası nasıldı?” ve “Sana ne hissettirdi?” gibi. Çok uçuk kaçık sorularla başlamıyorum hayalimde de. Normal görünen sıradan sorularla yola çıkıyor ve akıştaki duruma bakıyorum. Beklentim şaşırmak, sarsılmak ve başlangıçtaki halimden farklı bir noktada döngüyü tamamlamak oluyor. (Döngüdeysem başa dönebiliyor muyum peki, bir baş olabilir mi sahiden?)

(Unutmadan, son haftalarda dinlediğim tek şarkıyı buraya ekliyorum. Yazının devamında siz de onu dinleyerek çıkmaz sokaklara dalabilirsiniz.)

Üç Gölge kitabı bana hikâyeleri pek benzemiyor gibi dursa da Canavarın Çağrısı kitabını anımsattı. Bu kitaba da çok da seveceğimi düşünmüyorum ama diyerek başlamıştım. Pedrosa’nın kitabına ise yorumuna güvendiğim iki arkadaşım mutlaka oku demese sanırım yakın zamanda okumazdım. Ah ben! Mesafeli yaklaştığım kitapların beni derinlere dalan bir kepçe gibi kazması ise beni hem tedirgin ediyor hem de kitapla müthiş bir bağ kurmama sebep oluyor.

Pedrosa

Pedrosa’nın Ekinokslar ve Portekiz kitaplarına başlamış ancak bir türlü ilerleyememiştim. Bu kitabında sadece siyah ve beyaza yer vermiş olması -normalde bu birleşim beni sıkar- ve hikâye hakkında en ufak bir fikrim yokken başlamak  hikâyenin içerisine hemen girmemi engeller diye düşünüyordum. En sevdiğim giriş cümlelerinden biri ile başlayacağını bilmiyordum tabii…

“Bir zamanlar tasasız ve güzeldi. Aslına bakarsanız her şey tasasız ve güzeldi. Kirazların tadı…esen rüzgâr… nehirden gelen ot kokusu… Böyle yaşayıp gidiyorduk tepelerin arasında…fırtınalardan korunaklı…dünyada olup bitenden habersiz, adeta bir adada gibi…sakin ve huzurlu. Ve sonra… ve sonra her şey değişti.”

Üç Gölge

Bu benim için çok tanıdık bir hikâye. Her şeyin bir anda değişmesi ve üç gölge arasındaki bağ da öyle. Gölgelerin anlamından bahsetmeden gölgelerin gölgesinden geçmeye çalışacağım.

Bir annenin olacak olanı görebilmesi ve kabul süreci ile babanınki aynı olmayabilir. Ya da tam tersi. Ancak ebeveynlerden birinin diğerine bunu yaşaması için imkan ve alan tanıması da ne kadar kıymetli.  İlginç olan zor bir konunun sıkıştırılmadan aktarılırken ona eşlik eden siyahlıklar. Bu çizgi roman renkli olamazmış. Bu çizgi romanı rafta görsem onu almadan kitapçıdan çıkmazmışım mesela, onu düşündüm.

Sınırlar

Sevdiğin birinin yaşaması için kalbini verebilir misin? Peki onu korumanın sınırlarını nasıl belirleyebilirsin? Sınır konusu sanırım ebeveynlikte pek çok kişi gibi beni de zorlayan konuların başında geliyor. Balık kitabındaki balığı düşünüyorum (üç defa okudum ve buraya yazmadım, üzücü) . Onu yaşatmak için çocuğun gösterdiği çaba geliyor aklıma. Birini korumaya çalışırken onu fazla sıkarsak büyümek için alanı kalmaz. Bu kısımdaki çizimler gerçekten şahaneydi. Her bir sayfa ve her bir bölüm için bu kadar emek verilmiş olması ve sonunu şiirle bitirmesi beni çok etkiledi.

Üç Gölge

Yazımın sonuna geldim. Kitaptan biraz bahsettim ama kepçenin kaldırdığı derinlere in(e)medim. Çizgi roman seviyorsanız alın, okuyun. Bence müthiş bir kitap.

Burası neresi sizce?

blank

Blogdaki çizgi roman kategorisindeki diğer kitaplar da ilginizi çekebilir.

lokumcocuk

1 Yorum

  1. Avatar
    Gokcen Mart 25, 2022

    Son resim: Rahim görüntüsü olabilir bence 😶‍🌫️

    Cevapla

Yorum yapabilirsin

<