Kofi Veya Bağışlama Sanatı
Okuduğum her kitabı buraya yazma imkanım olmuyor ama her kitabın buraya yazılma hikayesi oluyor. Kofi ile Bir Dolap Kitap sayesinde tanışmıştım, sene 2013 aylardan da nisandı. Radyo programlarını dinleyip kitabı çok merak edip hemen o gün koşarak almıştım.Okudum ve bendeki etkisi çok uzun süre devam etti. Kofi’yi kitap kulübümüzle de
Sihirbazın Fili
Kate Di Camillo adını okuduğum kitaplarda görüyor, merak ediyor ancak bir türlü hangi kitabından başlayacağıma karar veremiyordum. Aklımda daha çok Winn-Dixie Sayesinde ve Despero’nun Öyküsü vardı ama yorumlarına çok güvendiğim arkadaşım, öncelikle mutlaka Sihirbazın Fili kitabını oku deyince ve bana ödünç verince geçen gün hızlıca okudum. Yavaş okumamamın sebebini yazıda ayrıca
Mükemmel
“Bugün mükemmel bir gün.” dediğiniz günün içerisinde neler sayabilirsiniz? Benimkinde tatlı bir güneşli başlangıç, zeytinyağı bol salatası enfes bir kahvaltı, içimi kıpır kıpır yapan bir müzik, aroması damağımda eriyip giden bir kahve, okumak için heyecanlandığım kitaplar, bolca uyumuş çocuklar (hayal bu, kimse karışmasın), parkta çocuklarla coşma, açık havada koşma, piknik,
Roko İle Konuşmalar
İletişim Yayınlarının “az ve öz” çocuk kitabı yayınlama politikalarını çok seviyorum. Dolayısıyla, yayınladıkları kitapları çok tereddüt etmeden okuma listeme kaydediyorum. Roko İle Konuşmalar kitabının kapak görseline vurulmuş ve beklentimi de epey yükseltmiştim. Güzel olan, tüm beklentilerimi fazlasıyla karşılaması oldu. Meltem Gürle’nin Kırmızı Kazak kitabını okumadım henüz ama onu da çok
Çocuğun Duygusal Dünyası
Ebeveynlikte öyle zamanlar var ki, insan yaptığı her şeyin yanlış olduğunu düşünür. Niyet iyidir ama gelin görün ki sonuçlar sanki hep yanlış bir şeyler yaptığınızı gösterir. Ağlama krizleri, surat asmalar, hiçbir şeyden memnun olmayan çocuklar… Çocukları büyütürken her şey bir yana en çok şikayet ettiğimiz durum öfke krizleridir sanırım. Ne
Okulsuz Büyümek / Ben Hewitt
Ben Hewitt’in Okulsuz Büyümek kitabıyla ilgili yorumuma geçmeden önce Ben Hewitt’in yaptığı gibi kendi doğa/eğitim ilişkimden bahsetmem gerek. Hepsi bir bütün neticede. Annesi öğretmen olan hemen herkesin yaşadığı şeyleri yaşayarak büyüdüm: eğitim/okul/öğretmen önemlidir! İlkokula 5.5 yaşında başladığım için -annemle aynı okuldaydık- derslerde uyuyordum ve matematiği gerçekten hiç anlamıyordum. 3 yıl
Savaşın Son Kışı
Savaştan gerçek anlamda hoşlanmayan biri için konusu “savaş” olan veya savaşlarda geçen kitaplara ayrı bir zaafım var. Ortaokuldayken ne olmak istediğim sorulduğunda “savaş muhabiri” derdim, sanırım bu fazlasıyla Coşkun Aral’ın Haberci’sini izlememden kaynaklanıyordu ama sonra kendisiyle tanışıp yüzünde savaşın o gerçek izlerini gördüğümde silkelendiğimi hatırlıyorum. Dolayısıyla Türkçeye çevrilmiş birçok kitaba
Karda Birdoksan
Yıllar önce Devlet Tiyatrosu’nda “Karlar Kraliçesi”isimli çocuk oyununa gitmiştim. Oyundaki tek çocuksuz yetişkin bendim. En arka sıraya oturmuş, çocuklarıyla ilgilenen ebeveynlere bakarken oyundan pek keyif almadıklarını görüp şaşırmıştım. Oysa çocuklar ne çok eğleniyordu. Elife hamile olduğumu öğrenir öğrenmez de alıp yüksek sesle okuduğum ilk hikaye Andersen’den Karlar Kraliçesi olmuştu. Onu
Bir Oğul
2017’de okuduğum son kitabın, 2018’de bloga yazdığım ilk kitap olacağını düşünmemiştim. Kitap her ne kadar tüm okumam boyunca bende “mutlaka yazmalıyım” duygusu uyandırsa da vaktim olacağı aklıma gelmemişti. Neyse arada derede vakit yarattım ve Kerem ağlayana kadar şimdilik buradayım 🙂 (Öncesini bilmeyenler için not düşeyim, 20 gün önce doğum yaptım
Mucize
“Mucize” kitabını ilk çıktığında -henüz çok satanlarda değilken- kapağı ilgimi çektiği için kitapçıda meraklanarak karıştırmıştım. Kötü bir önyargı biliyorum ama bu tarz ciltli kitaplarda çok hayal kırıklığı yaşadığımdan olsa gerek, “beklesin” diyerek almadım ve sonra kitap kelimenin tam anlamıyla patlama yaşadı. Buna şaşırmadım çünkü bir kitabın iyi-kötü olması değil reklamının