Canavarın Çağrısı / Patrick Ness
İlk defa bir kitap hakkında yazacağım yorum yazısına kitabı bitirmeden başlıyorum. Çünkü şu an hissettiğim şey tam da bu. Yazmak. Aslında biraz koşmak da fena olmazdı. Yazı bitince de muhtemelen koşmak için çıkarım.İlk okul dördüncü sınıftayım. Belki de beşinci. İkisi arasında derin farklar yok hatıralarımda. İkisi için de okul dışı
Akim Koşuyor
Akim Koşuyor Sene 1990. Ben henüz 5 yaşındayım ama kısa süre sonra okula başlayıp çabucak büyüyeceğimden habersizim. Evimiz 3 katlı, minik bir limon ağacını barındıran müstakil bir ev. Alt katlarda teyzemler oturuyor, biz üçüncü kattayız. En büyük eğlencem ya dama çıkmak ya da arka bahçedeki limon ağacının orada koşturmak. Büyüklerin
Kofi Veya Bağışlama Sanatı
Okuduğum her kitabı buraya yazma imkanım olmuyor ama her kitabın buraya yazılma hikayesi oluyor. Kofi ile Bir Dolap Kitap sayesinde tanışmıştım, sene 2013 aylardan da nisandı. Radyo programlarını dinleyip kitabı çok merak edip hemen o gün koşarak almıştım.Okudum ve bendeki etkisi çok uzun süre devam etti. Kofi’yi kitap kulübümüzle de
Roko İle Konuşmalar
İletişim Yayınlarının “az ve öz” çocuk kitabı yayınlama politikalarını çok seviyorum. Dolayısıyla, yayınladıkları kitapları çok tereddüt etmeden okuma listeme kaydediyorum. Roko İle Konuşmalar kitabının kapak görseline vurulmuş ve beklentimi de epey yükseltmiştim. Güzel olan, tüm beklentilerimi fazlasıyla karşılaması oldu. Meltem Gürle’nin Kırmızı Kazak kitabını okumadım henüz ama onu da çok
Selma
Yeni yıl yaklaşırken her yerde Milli Piyango biletleri boy gösteriyor ve bir bilet ile ne kadar zengin olabileceğimiz gözümüze sokuluyor. Ancak hiçbir yerde o kadar parayla ne yapacağımız / yapabileceğimiz yazmıyor. Acaba o da yazsa ve kişiye özel listeler de sıralansa biz hangisini çekmek isterdik? İnsanın aklına hemen şu an
Hadi Uç
Geçtiğimiz günlerde Elife yatmadan evvel yeni bir kitap okumak istedim. Elif doğmadan önce okuduğum okul öncesi kitapları yorumlama şeklim ile şimdi arasında çok fark var. Elifin kitapları daha okurken sorduğu sorular ile hikaye farklı noktalara gidiyor ve biz sonunda kitabı bırakıp soruların peşine düşmüş oluyoruz. Bu, bazen kitaptan bile daha
Ekşilina
Bazı kitap karakterleri hayatınızı onunla tanışmadan önce ve sonra diye ikiye ayırabilir. Hatta daha ileri gidip çocukluğunuzda yaptığınız ancak yüzleşmekten korktuğunuz şeylerle sizi bir anda baş başa da bırakabilir. Bu karakterleri sevip okşamak yetmez aslında, gösterdiği yere bakmak ve orada biraz duraksayıp sıcak çikolata molası vermek gerekir. Ve bu molalara sadece
Parantez
Yayınevlerinin kataloglarını karıştırmayı ve onlardan not almayı seviyorum. Bazı kitapları henüz ön satıştayken takip etmem de bundan kaynaklanıyor. İşyerinde veya evdeyken boş bulduğum anlarda iki sayfa da olsa katalog karıştırınca kitapçıda hangi rafa yöneleceğimi biliyorum. Tudem’in online kataloguna bakar bakmaz karşıma masmavi kapaklı bir kitap çıktı. Kapak rengi ve kapaktaki
Endişe Ağacı
“Endişe” ile ne zaman tanıştık hatırlamıyorum. Davetsiz bir misafir aslında kendisi. Kapıyı çalmadan gelip evdeki en güzel köşeye bir güzel kuruluyor ve getir-götür talepleriyle sizi esiri yapıyor. Bunu fark edip “Dur bakalım, sen de kim oluyorsun? Çay-kahve istiyorsan kalkıp kendin almalısın. Hatta daha güzeli, nazik olmalı ve çağrılmadığın yere gitmemelisin.”
Fırtına Şövalyesi
Yağmuru ve bulutları çok severim, havanın kapalı olmasını da. Ancak şiddetli rüzgar, fırtına ve gök gürültüsü beni biraz korkutur. Bir doğa olayının yaşanmasına tanıklık ediyoruz penceresinden bakarsak eşimin yaptığı gibi kahvemi alıp camın önüne bir minder atmam yeterli. Ama seslerin yüksekliği ve şiddeti beni bu keyiften mahrum bırakıyor. Çocuk kitaplarının