Jacominus Gainsborough’un Paha Biçilmez Anları

Jacominus Gainsborough’un Paha Biçilmez Anları kitabını ilk çıktığı zamanlarda gördüm, bir süre sonra da aldım ancak hemen okumadım. Masamın üzerinde birkaç resimli kitapla beraber araya sıkıştırılmamış vakitleri beklediler. Sonunda dün Fethiye’de en sevdiğim yere Günlüklü’ye gittiğimizde sığla ormanının ortasında okudum. O sırada telefonum pek çekmiyor olmasına rağmen birkaç arkadaşıma kırmızı alarm verip kitabı mümkünse hemen almalarını söyledim. Neden mi Jacominus? Sen söyle bakalım bunu neden yapmış olabilirim…

Yazının geri kalanını Marta Gomez’den Duerme Negrito dinleyerek okuyabilirsiniz.

“Yaşanmaya değer bir yaşam nedir öyleyse?” diye soruyor Rébecca Dautremer henüz kapak sayfasında ve kitabın hem yazarı hem çizeri olduğu için onun söyleyeceği şeyleri pür dikkat dinlemeye hazırlanıyorum ama başka bir kitabın üzerine çalışması gerektiğini söyleyip beni Jacominus ile baş başa bırakıyor. Doğduğu günden itibaren bana yaşamını anlatıyor ki her detayı bu kadar hatırlaması beni biraz şaşırttı. Alışageldiğimiz mükemmel ve kusursuz karakter özelliklerinden yoksun olması ile kanım ona hemen ısındı. Babası da pek iyi huylu sayılmazdı ve annesi de her çocuğun sahip olmak isteyeceği annenin özelliklerini taşıyor gibi durmuyordu.

Jacominus Gainsborough’un Paha Biçilmez Anları

Gözdağı verip de patlak vermeyen fırtınalı bir günde -belki biraz fazlaca ele avuca sığmadığı bir günde- yaşadığı küçük bir kaza ile Jacominus ayağından geleni yapmasına rağmen bir ayağı ötekine göre kısa ve haliyle aksak kaldı. Bu durumu nasıl karşıladığını sorduğumda da çok önemsememiş gibi davrandı. Aslında çok da çenesi düşük biri değildi.

“Hepimiz için geçerli olduğu gibi, Jacominus’nün de bu dünyadaki yeri önceden belirlenmişti. Bundan emin olması için biraz zaman gerekti. Yerini bulması içinse çok daha fazlası…”

Bu noktadan sonra biraz dinlenmek için müsaade istedim. Bu dünyadaki yerim önceden belirlenmiş miydi gerçekten? Ben sadece bu belirlenmiş olanı mı yaşıyordum? Biraz herkes gibiydim biraz da hiç kimse gibi. Hem herkes gibi hem de hiç kimse gibi olduğumda yaşanmaya değer yaşamın sırrını kendi başıma bulmuş sayılabiliyor muydum peki? Çeşitli krizler, okul-iş kaygıları, annelik endişeleri, yorgunlukları, ertelenen hayallerin arasında bir yerde yaşanmaya değer bir yaşam duruyor muydu? Bahsi geçen yaşam, tüm bunların sonuna saklanmış gizli bahçede miydi yoksa zaten içinde mi yaşıyorduk?

Hem ne demişti filozof babaanne Beatrix, “Sevdiğin elinde değilse eğer, sevmelisin elindekini!”

Jacominus’yü badem ağacının altında buldum sonunda, manzarası çok güzeldi. Belki de son paha biçilmez anlarından biriydi, seyrini bozmak istemedim.

Fotoğraftaki an da benim için paha biçilmezlerden biriydi, Jacominus ile paylaştığıma sevindim.

blank

Kitaptaki görseller muhteşem, sayfalara tekrar tekrar dönüyor insan. Görsellere bu kadar hoş bir metnin eşlik etmesi de keyfi arttırmış. Son zamanlarda okuduğum en iyi resimli kitaplardan biriydi. Dipnotlar fazlaydı, bu belki çocukları okurken zorlayabilir (belki de hoşlarına gider bilemem.) Çevirinin de hakkını verelim, Bade Baran’ı anmadan geçmek istemem, Jacominus ile arkadaş olmuş, onu sevmiş bu çok belli.

6 yaş ve üzeri kitaplara buradan ulaşabilirsiniz.

Lokum Çocuk Kütüphanesi instagram hesabındaki başka pek çok kitaba da göz atmak isteyebilirsiniz.

 

Jacominus Gainsborough’un Paha Biçilmez Anları
Yazan ve Resimleyen: Rébecca Dautremer
Çeviren: Bade Baran
Nar Çocuk, 2022, 50 sayfa, 6+

 

lokumcocuk

0 Yorum

Yorum gözükmüyor

Şu anda yorum yok, bu yazı için ilk yorumu sen yapabilirsin!

Yorum yapabilirsin

<