Ayşen’in yazısından sonra göç kararı alanlarla belki ayrı bir buluşma yaparız, kim bilir 🙂
Kitap okumak benim için ekmek ve su kadar elzemdir. Çocuklarıma da bunu aşılamaya çalışıyorum. 2 yıl önce daha kaliteli bir yaşam isteği ile İstanbul’dan Ayvalık’a göçtük. Kasaba hayatının nimetlerinden yararlanmak kadar, hayata nasıl katkıda bulunabiliriz diye de düşünüyordum. Çıkış noktam kitaplardı elbette.
Kasabamızda son derece donanımlı bir kütüphane var. Ancak gözlemlediğim kadarıyla ziyaretçisi oldukça azdı. Bu konuda bir şeyler yapmaya kadar verdim. Amacım kütüphanenin sadece kitap ödünç alınan bir yer değil, bir yaşam alanı olduğu gerçeğini insanlara anlatabilmekti. Bu doğrultuda Hanife (@ayvalıkanneleri) ile çeşitli etkinlikler organize etmeye karar verdik.
Kütüphanemiz 35.000 kitaba evsahipliği yapan, pek çok kullanım alanına sahip, nefis bir deniz manzarasına eşlik eden 3 katlı bir bina. Yetişkinler ve çocuklar için amaçlarına uygun ve zevkle dizayn edilmiş okuma salonları, süreli yayınların bulunduğu ve ders çalışmaya da uygun olarak oluşturulmuş okuma salonu, okul öncesi çocuklar için oyunlara uygun bir salon, engelliler için oluşturulmuş ayrı bir okuma salonu, bir sergi salonu ve geniş bir konferans salonu var. Kütüphanede Halk Eğitim bünyesinde sürekli gerçekleştirilen bir ebru atölyesi bulunuyor. Kitaplar ise son dönemin popüler çok satan kitaplarından, araştırmaya uygun içeriklere, klasikler kadar yeni çıkanların da bulunduğu çocuk kitaplarına, romandan şiire, ilk basımlardan serilere dek çok zengin.
Bütün bu güzelliklere öncelikle kadınların ve çocukların erişimini sağlayabilmek için onları kütüphaneye getirmek gerekiyordu. Bunun için benim ezelden bu yana hayalim olan kitap kulüpleri fikri çok uygundu. Önce Ayvalık Kadınları Kitap Klubü’nü kurduk. Her ay kütüphaneden bir yazar seçip, kitaplarını okumaya ve buluşup yazarın eserleri üzerinden hayatı, kadını, çocuğu, hayalleri, kasabayı ve dahasını konuşmaya başladık. Ocak ayından bu yana pek çok farklı yazar ve kitabını beraber tartışma fırsatımız oldu. Kadınlar Günü haftasında kitaplarını okuduğumuz Jane Austen ile ilgili bir filmle bu etkinliği bir adım daha geliştirmiş olduk.
İkinci aşamada çocuklar için kitap okuma atölyeleri düzenlemeye başladık. Önceleri sadece birkaç çocuğa ulaşabildiğimiz bu etkinlikler 6 ayın sonunda 30 çocuğa kadar çoğaldı. Kitap atölyelerine ek olarak bizim gibi Ayvalık’a yerleşen Berrin (@atolyedam) masal atölyeleri düzenlemeye başladı. Bu masalları @ayvalıkcocuklariyaziyor hesabında topluyoruz. Günün birinde kitaplaştırma hayalimiz var. Beni bu noktada en çok sevindiren şeylerden biri de, tatil için Ayvalık’a gelen veya yakın bölgelerde oturan arkadaşlarımın, hatta tanımadığım kişilerin bana ulaşıp gönüllü atölyelerimize katkıda bulunma istekleri oldu. Bu sayede yaz boyunca yaratıcı drama etkinlikleri, çocuk kitabı yazarları ile buluşmalar, çocuk yogası gibi atölyeler düzenleyebiliyoruz.
Yetişkinler için de çeşitli seminerler düzenleme fırsatı bulduk bu süreçte. Ayrıca çeşitli yazar imza ve söyleşileri gerçekleştirdik. Bazı yazarlarımız etkinliklerden elde ettikleri gelirleri Tema gibi kurumlara bağışladılar. Bu sayede STK’lar arası bir etkileşim de sağlamış olduk. Bir yazarımızın kitap satışından elde ettiğimiz gelirle kütüphaneye akıl oyunları setleri aldık. Balıkesir sınırlarındaki tüm okullarda yıl boyu süren akıl oyunları yarışmaları için kütüphanenin donanımlı hale gelmesini sağlamış olduk. Kışın eminim masalar oyun oynayan çocuklarla dolup taşacaktır.
Katılım arttıkça etkinliklerimiz daha duyulur hale geldi. Bu sayede daha fazla gönüllü desteği almayı ve taleple gittiğimiz insanlardan da daha olumlu geri dönüşler almayı başarıyoruz. Kış için planlamaya şimdiden başladık. Ressamlar eğitimine paralel resim okuma atölyesi, anime film günleri, örgü kulübü, nineler/dedeler masal anlatma günleri gibi etkinliklerimiz sırada bekliyor. Elbette kitap ve masal kulüplerimiz gelişerek sürecek.
Açıkçası kütüphane müdiresi Aygül Hanım ve kütüphane memurlarının, özellikle de Fehmican Bey’in destekleri ve olumlu tavırlıları da bizi son derece sevindiriyor ve devam etmemizi sağlıyor. Kütüphane gönüllüsü olmamın çocuklarım üzerindeki etkisini ve onlara sağladığı faydayı görmek beni çok mutlu ediyor. Ebeveynlerde aldığım olumlu geri dönüşler beni heyecanlandırıyor.
Ayvalık’a taşınmak ve kütüphane gönüllüsü olmak verdiğim en iyi kararlardan. Herkese civarlarında bulunan kütüphanelerle iletişime geçmeleri ve katkıda bulunmalarını öneririm.
Gelecek nesil eğitim sistemindeki eksikleri ancak okuyarak aşacak. Bilemediğimiz bir çağa son derece hızlı bir şekilde geçiyoruz. Bu çağın gereklerini ancak sorgulayan, anlayan, bilen, yorumlayan çocuklar yerine getirebilecekler. Bu nedenle kitap kültürünün evlerde, okullarda, kütüphanelerde, kafelerde ve hatta plajlarda bile yaygınlaşması, gelişmesi gerektiğine inanıyorum. Bu yüzden de ben elimden geleni yapıyorum.
***
Ayşen’in yazısından sonra tekrar kütüphanenin hesabına bakınca canım Totoro’yu gördüm.
Kütüphanenin bu aktif hali beni öyle mutlu etti ki, Ayvalıkta yaşayanların ne kadar şanslı olduklarını düşünmeden edemedim. Ama sonra aklıma geldi. Şans mıydı bu gerçekten? Yoksa “şans” diye adlandırdığımız şey aslında yoğun bir emek ve diri tutulan umudun eseri miydi? Siz ne dersiniz?
Ayvalık İlçe Halk Kütüphanesi’ne çocuk kitabı göndermek isteyenler için adresi ekliyorum:
Ayvalık İlçe Halk Kütüphanesi
150 Evler Mah.
Şehit Üstteğmen Konuralp Özcan Cad.
2. Sk. No:2
10400
Ayvalık/BALIKESİR
0 Yorum
Yorum gözükmüyor
Şu anda yorum yok, bu yazı için ilk yorumu sen yapabilirsin!