Hayatımın Rolü
Bazen Roller Değişir! Olivia’nın şansına oyuncu bir anne, kayıp bir baba, sevimli ama ürkek bir erkek kardeş, gizemli dede ve nineler düşmüştü ancak sonrasında yaşayacaklarına kıyasla ne kayıp ne de gizem hayatında bu kadar etki yaratabilirdi. “…Öyle ki, ayaklarınızın altındaki zemin ansızın göçmüş; o zamana kadar varlığını sürdüren dünya, göz
Yaz Gezgini İle Hapşu Teyze
Bu ara neyse ki kitap okumaya daha çok vakit ayırabiliyorum ve bu beni gerçek anlamda besliyor. Dün Magda Szabo’nun Katalin Sokağı’nı bitirip Yavru Ceylan’a geçmeden önce araya mutlaka bir çocuk kitabı almak istedim. Ömer Açık’ın bu son kitabına başlamış ancak ilerleyememiştim. Sabah erken kalkınca çocuklar uyanana kadar ona bir göz
Susanna Isern Kitapları
Susanna Isern’in Goodreads hesabındaki verilere göre 60’dan fazla kitabı var. Kendi blogunu ve Youtube hesabını aktif bir şekilde kullanıyor ve merak ettiğiniz kitaplara buralardan bakabiliyorsunuz. Türkçe’de ise 3 farklı yayınevinden çıkmış 4 kitabı var. Kitaplarında hikayeye uygun çizerlerle çalışmış olması, mizahi yönün ve çocuk bakış açısının baskınlığı, doğaya selam verme
Küçük Koşucular
David Almond’un ilk olarak Piranalarla Yüzen Çocuk kitabını okumuştum. Diğer kitaplarını okuma isteği uyandırmıştı ama sıraya hangisini alsam bilememiştim. Dünya Büyülü Bir Yer ile devam ettim ve “İşte bu!” dedim. Hemen arkasından Alevler Arasında kitabını okumak niyetim vardı ama olmadı. Garajdaki Giz kitaplıkta saklandığı yerden çıktı. “Keşke seni bu kadar bekletmeseymişim.” dedim.
Arkana Bakma
Kirsten Boie ile “Şanslı Aile” kitabıyla tanışmıştım. Bu kitabı birkaç sene önce kütüphaneden alıp okuduğum için sadece konusunu, onu da hayal meyal hatırlıyorum. Böyle zamanlarda neden daha önce kitap defteri tutmadığımı düşünüp hayıflanıyorum. Şimdi de çok düzenli notlar aldığımı söylemem, iyi ki Goodreads sayfası var. Geçen günkü sahaf ziyaretimde Can
Kolaysa Ağlama
“Dilara Evden Kaçtı” kitabından sonra Suzan Geridönmez’in diğer kitaplarını da okumak istediğimi yazmıştım. Geçen gün gittiğim sahafta “Kolaysa Ağlama” kitabını görünce hemen aldım ve o gün okumaya başladım. Suzan Geridönmez’i ilk olarak “çevirmen” kimliği sonra da İyi Kitap’ta yazdığı eleştiri yazılarıyla tanıyor ve tarzını çok seviyorum. (Belki bu sevgide kütüphanecilik
Benim Babam Ömür Adam
Ömer Açık’ın kitaplarını öğretmen-yazar olması sebebiyle okumak istiyordum ve bu kitabını da ödünç olarak arkadaşımdan alınca bitirir bitirmez buraya yazmak için koştum. Genelleme yapmak elbette ki doğru değil ama öğretmen olan yazarlarımızın hikayelerinin satır aralarında “bir şey öğretmek istiyorum” havasını solumak beni biraz rahatsız ediyor. Bu hikayede de Fiko karakterinin
Piranalarla Yüzen Çocuk
Bugün bir değişiklik yapalım ve ben size bu kitapla ilgili yorumumu anlatmadan önce kapak tasarımına bakıp birlikte düşünelim. Neticede Oliver Abinin emeği var bu çizimde, onunla başlamasak olmaz. Kapaktaki çelimsiz ama cesur bakışlı çocuk size de az sonra heyecan verici bir maceraya atılacakmış gibi gelmedi mi? Yani şöyle düşünsek, kitabın
Yarından Sonra
Tatile çıktığımızda yanıma yeteri kadar kitap aldığımdan emindim ama bazı kitapları yolda bitirebileceğim hiç aklıma gelmemişti. O yüzden de korktuğum şey başıma geldi ve ben küçük bir şehirde kitapsız kaldım 🙂 Yeni bir kitapçının açıldığını söylediler ve ben mekanı da çok merak edip hızlıca oraya gittim. Üst katı kafe alt
Curcuna Evi
Uzun zamandır bu kadar curcunalı bir hikaye okumamıştım. Curcunanın sebebi Mahir Ünsal Eriş’in “Dünya Bu Kadar” kitabındaki gibi çok fazla karakter olması da değil aslında. Asıl sebep arka arkaya gelişen olaylar. Tam “yok artık” dediğiniz yerde bambaşka bir şeyin patlaması 🙂 İnsan daha önce kitaplıkta göz göze gelip bir şekilde