Yanlışlıkla Dünyanın Öbür Ucuna Uçan Çocuk

Doğduğunuz andan itibaren uçabiliyor olsaydınız SİZ ne hissederdiniz?
Ben çok heyecanlandım.
Ama önce biraz canım yandı çünkü kafamı tavana çarptım. Uf! Fena bir çarpışmaydı.
Annemi bana şaşkın bakarken gördüğümde bir terslik olduğunu anladım ama bu çok önemli değildi.
Çünkü ne olursa olsun o benim annem-di.
Eve gittiğimizde abim Henry ve ablam Melanie ile oynayabilmek için epey çaba sarf ettim ama ben yukarıda onlar aşağıdayken pek kolay olmadı.
Sanırım en çok tuvaletimi yaparken zorlandım. Ne kadar çaba sarf etsem de havada süzülen yay çizgisine engel olamıyordum.
Annem ve babamın beni de abim ve ablam kadar çok seveceğine inandım hep.
Çünkü bence bende bir gariplik yoktu.
Uçarak doğmak benim suçum olamazdı.
Ancak tamamen ‘normal’ insanlar oldukları için benden utandıklarını öğrenmem biraz zaman aldı.

8 yıl kadar.
Annemle yürüyüşe çıktığımız bir gün havada süzülüp gitmeme izin verdiğinde -beni gökyüzüne şutladı demek istemedim- ne yapacağımı bilemedim.
İnsanın kafası uçarken pek çalışmayabiliyor.
Malum, oksijen nereye gideceğini şaşırıyor.
Gökyüzüne havalandığım bu ilk uçuşumun beni ‘havalı’ bir maceraya sürükleyeceğini ve kıtalararası gezintiye çıkaracağını bilemezdim elbette.
Hayatımı kurtaran Ethel ve Marjorie’ye de Brezilyadaki kahve çiftliklerine gittiğimde söyledim: Eve dönmem lazım diye.
Ne olursa olsun insan evini ve ailesini özlüyor.
Sizi uçmanız için havaya bırakmış olsalar bile!
Kahve kokusunu arkamda bırakarak şimdi adlarını tam da hatırlayamadığım insanlarla tanıştım (merak etmeyin hepsini bir yere not ettim) ve uçmanın pek fena bir şey olmadığını anladım.

Uçarken yazmak biraz zor olduğundan başımdan geçen hikayeyi sevgili John’a anlattım. Beni dinlerken çok etkilendi. “İnsanlar buna bayılacak!” dedi ama bence biraz abartıyor.
Ne de olsa bu sadece benim hikayem.
Oliver Jeffers ile kalbimin kırıldığı bir sırada tanıştım, onunla biraz dertleştikten sonra bana imzalı “Heart and the Bottle” kitabını gönderdi. Bu adamda sahiden iş var. O yüzden de John’un metinlerinin boş kalmasına gönlüm razı olmadı. Oliver ile sıkı dost oldular. Ve ortaya bu kitap çıktı.
Hala merak ediyorsanız okuyabilirsiniz bu kitabı, yanına Ethel ve Marjorie’nin çiftliğinden kahve ısmarlamayı da unutmayın!
Ben Barnaby Brocket.
8 yaşındayım ve uçarak dünyayı dolaşıyorum.
Adres bırakırsanız size de bir gün kart atabilirim!
Ne dersiniz? 🙂