Antika’nın Sihirli Kutusu

Bu kitap benim ‘kitapçı ganimet’im.
Bu ne demek?
Vaktin vardır (az bile olsa) ve rafları rastgele karıştırırsın; bunu yaparken de (sosyal medyanın olumsuz etkilerinden biri) daha önce kapağını defalarca gördüğün onlarca kitap arasında dolaşır ellerin. Sonra bir an durursun çünkü karşında daha önce hiç görmediğin bir kitap vardır ve doğal olarak bu seni heyecanlandırır. Risk alarak ve hislerine güvenerek kitabın tek sayfasını dahi açmadan onu alıp sessiz sakin bir yere gidersin. İşte onunla şimdi baş başasın; birlikteliğin tadını çıkar 🙂
Antika’nın Sihirli Kutusu kitabını buraya yazmadan önce farklı zamanlarda okudum ve her okumada kitabın daha önce fark etmediğim bir yeri ile karşılaştım.
Bu kitabı sevmemdeki en önemli nedenlerden biri Antika’nın (adını bilmediğimiz) annesi. Adının olmaması varlığının güçlü etkisini pek sarsmamış. Antika’nın dedesinin eski eşyaları sattığı dükkanında büyümüş annesi ve oğluna bu sebeple ‘Antika’ adını koyması çok da şaşırtıcı değil.

“Büyülü bir dükkandı der annem. Her köşesi eski eşyalarla doluymuş. Hepsi farklı yerlerden farklı insanlardan gelmiş bir dükkan dolusu eşya. Tümünü çok severmiş annem. O eşyaların eski sahiplerini, ne işe yaradığını hayal eder, hepsi için farklı hayaller düşünürmüş.”
blank

Ve bu annenin yaptığı iş, çok sık rastlayacağımız bir iş değil. Çünkü bu başı önünde, mağrur bakışlı, naif annenin bir çuvalı var ve gün sonuna kadar o eski çuvalı eski karton kutular ve kağıtlarla doldurup bunları hurdacıya satıyor. Bunu da fakirlikten veya çaresizlikten yapıyor gibi durmuyor; tam tersine doğaya katkıda bulunmak için yapıyor. Antika da okula gitmediği zamanlarda  annesine yardım ediyor ve bu gezileri sırasında hikayenin diğer kahramanları olan karakter sahibi arabaları tanıyoruz. Dozer Dodo, düğün arabası Soso, süt kamyonu Toto, minik kaplumbağa Vovo ve üzerinde gün batarken yemeklerini yedikleri Koko… Her birinin ayrı hikayesi var elbette ama ben de en çok Koko’yu ve onun resmedilişini sevdim. Ön plana geçme gibi bir gayreti yok Koko’nun, o sadece an’ı yansıtıyor ve o an’da gün batarken kuşların da eve gidişine tanık oluyoruz. İşte tam olarak şöyle:

blank

Hikaye ve çizimler öyle güzel birbirini tamamlamış ki, sadece resimlerine bakarak da okuma yapılabilir. Detaylardan örnek verecek olursam, annesiyle sokaklarda özgürce gezen Antika’nın evlerinde hapsolmuş çocukları görüp neden dışarı çık(a)madıklarını anlayamayışı:

blank

Eskiden gelinleri taşıyan düğün arabası Soso ile oynayan çocukların yanında onlara hayranlıkla bakan çocuk ve günümüz annelerinden bir kesit:

blank

Hikayenin mesaj vermek, haydi siz de kartonları toplayın veya doğaya saygılı olun demek gibi bir kaygısı yok. Anne-oğlun yaşadığı özgün bir hikaye ve biz buna sadece tanık oluyoruz.
Annenin güçlü karakteri, oğlunun az ile yetinmeyi küçük yaşta öğrenmiş hali ve Toto’nun üzerindeyken an’ın tadını çıkardıkları çok belli olan şu an zaten yeterince anlamlı geldi bana.

 

blank

Kitaba adını veren sihirli kutunun ise küçük bir sürprizi var; bu da  hayata tam olarak hangi taraftan baktığınıza göre değişecek bir sürpriz.
Sihirli kutudan siz ne çıksın isterdiniz?
Sizi ne mutlu eder?

 

*Bu kitaplar da ilginizi çekebilir.

Antika’nın Sihirli Kutusu
Yazan: Emel Karaca
Çizen: Hasan Karaca
Yakın Çocuk Yayınevi, 2018, 4 yaş ve üzeri

lokumcocuk

0 Yorum

Yorum gözükmüyor

Şu anda yorum yok, bu yazı için ilk yorumu sen yapabilirsin!

Yorum yapabilirsin

<