Hangisi?

Bugün eşyaları toplarken fark ettim ki bir kahve fincanının yanında yüzmesi gereken yelken kırılmış. Onu yapıştırmak yerine kenara koydum, deniz kenarında yüzdürürüm diye. Sonra yatmadan önce aklıma başka bir fikir geldi. Yelkeni yüzmeye götürme imkanım olmayacaktı ama onu yine de yüzdürebilirdim. Bu sebeple ona bir çizim yaptım ve kısa bir hikaye uydurdum. Ardından yanıma gelen Elif ona hikayeyi okumamı istedi. Böyle bir şey aklımda yoktu hatta anlamayacağını düşünmüştüm nedense ama Elif beni yine şaşırttı, soru-cevaplarımızı kağıda not aldım ve onun anı kutusunda saklanmak üzere yelkenliyi temelli olarak oraya yapıştırdık. İleride bu anıyı nasıl hatırlayacak bilmiyorum, belki okuduğunda bir şey ifade etmeyecek. Ama belki de o günü ve benim resim çizerkenki halimin fotoğrafını çektiğini gülümseyerek hatırlar. Kim bilir…

Hangisi?

Yüzünü hiç görmediğin biri hakkında herhangi bir yorum yapabilirsin. Bu onu incitmez. Sen de düşündüklerinin karşı tarafta ne etki bırakacağını bilmediğinden rahatsındır.(Öyle mi?) Ama bir an gelir ve karşılaştığın tablo seni şaşırtır. Yüzünü görmediğin kişi bir olta tutmaktadır. Ve o oltanın ucunda bir yem vardır. Amacının balık tutmak olduğu bellidir (ilk yargı) ancak tam o an kırmızı balığın gülümsediğini fark edersin. Yemi gördüğü için mi mutlu? (Öyleyse mutluluğu çok uzun sürmeyecek) Ya, mutlu olduğu şey gördüğü yem değil de, bir kişi ve onun mavi saçlarıysa? (mümkün olabilir mi?) Peki, balık neden kırmızı da diğerleri sarı? (ya da tam tersi)
Soruların cevapları mı önemli yoksa bu tabloya bakıp aklına gelmeyen diğer sorular mı?
Kırmızı balık o yemi yer mi yoksa yüzünü görmediğimiz mavi saçlıya sadece gülümser mi?
Hangisi?

***

Hikayeyi hiç değiştirmeden, ilk yazdığım haliyle ekledim buraya. Ve geri kalan kısım da Elifle (6 yaş) diyaloglar.

El: Anne bana da okur musun bunu?
Es: Okuyayım. (Son cümle “Hangisi?” ile bitirdim.)
El:Bence gülümser.Onu sevmiş çünkü.Kızdan hoşlanmış. Tuttuktan sonra denize atacağını biliyormuş.
Es: Nereden biliyor ki onun iyi biri olduğunu?
El: Çünkü o iyi bir kız, hayvanların da iyi olmasını ister ve onları yemez.
Es: Yüzünü görmediğin birinin iyi olduğunu nereden çıkardın?
El: Yüzü görünmese de iyi görünüyor.
Es: Balığı tutsa kötü biri mi olurdu?
El:Evet,kız hırsız olurdu. Kendisini aileden mutlu. ama doğayı, dünyayı sevmeyen biri. İyi gösteriyor ama balığa zarar veriyor.
Es: Sence kız kim?
El: Özlem. Çünkü onun da mavi saçları var.
Es: Saçları siyah olsaydı?
El: Sorun olmazdı. Biz onu olduğu gibi seviyoruz.

***

Elif’in bahsettiği kişi, Özlem, kitaplarından ve arkadaş ortamımızdan tanıdığı sevdiği biri. Benim aklımdaki mavi kız tamamen hayali bir karakter ve bambaşka bir şeyin sembolüydü ve tabii hikayeyi ilk yazdığım halinde Elifle gerçekleşecek diyaloglarımızdan haberim yoktu 🙂 Bu arada Elif gerçekten Özlemi ve kitaplarını ayrıca Mira’yı çok seviyor.
Bunu da minik bir örnek olsun diye paylaştım. Bir çocukla yolculuk yaptığımız konu, olay, gelişme nasıl oluyor gerçekten fark etmiyorsunuz. En başta mavi saçlı kızı çok sevdi çünkü onu sevdiği biriyle özdeşleştirdi. Birkaç sorgulamaya da girdi ancak yine de sevdiği birinin kötü bir şey yapmasına ihtimal vermedi.

Ben ne düşünüyorum?

Herhangi biri yorumlarda yazacak mı bilmiyorum ama benim tabloda görünüp yazıda belirtmediğim bir noktaya kafam takılı. Ve balığın diğer balıklardan farklı olmasının elbette bir sebebi var. Sait Faik’in Dülger Balığı’na bir selam da vermiş oldum sanırım. Saat şu an 00.42 olmasaydı ve ben yarın işe gitmeyecek olsaydım daha da devam ederdim.
Size sorayım şimdi de;
“Soruların cevapları mı önemli yoksa bu tabloya bakıp aklına gelmeyen diğer sorular mı?
Kırmızı balık o yemi yer mi yoksa yüzünü görmediğimiz mavi saçlıya sadece gülümser mi?
Hangisi?”