Boborildo Problemleri
Eva Furnari ile Şair Kısakulak kitabı sayesinde tanışmış ve peşini hiç bırakmamıştım. Nasıl bırakabilirdim ki? Bay Mucittaş ve Ailesi, Boborildo Problemleri ve son olarak Prens Burnubüyük kitapları Türkçe’ye çevrildi. 60’dan fazla kitabı olduğu düşünülürse umarım yakın zamanda diğer kitaplarını da okuma şansımız olur. Boborildo Problemleri Ünlü bilim insanı Dr. Bobo
Gerçeklerin Peşinde Serisi
Bir önceki yazımda sırada “Dev Bir Benek” kitabının olduğunu söylemiş ve bu kitaptan bahsetmezsem bir ejderhanın beni kaçırdığından emin olabilirsiniz demiştim. Sonra yazarın ilk kitabından küçük bir giriş yapmanın daha mantıklı olabileceğini düşündüm. Ama aklıma geldi, ya bu satırları ciddiye alan biri olur da benim bir ejderha tarafından kaçırıldığımı düşünürse?
Tuhaflıklar Ailesi Yollarda
John David Anderson’un Üç Çocuk, Bir Öğretmen ve Unutulmaz Bir Gün kitabından sonra yeni yayımlanacak kitabını uzun süredir bekliyorduk. Bu kitabı çok sevenler olarak bir grup kurulsa sanırım buna kimse şaşırmaz. Yayınevinin kataloğunda kitabı gördüğüm andan beri kitaba kavuşmak için gün saydım. Hemen okumaya başladım ancak kitabı ne hemen bitirmek
Gecen Gündüzüm Olsa / Andreas Steinhöfel
En sevdiğim yazarlardan biri Andreas Steinhöfel olmasına ve kitaplarını dönüp dönüp okumama rağmen blogda neden bu kadar az kitabı var, bilmiyorum. Biriyle çocuk kitapları hakkında bir sohbet başlamışsa nasıl oluyorsa konu Steinhöfel‘in kitaplarına ve tarzına geliyor. Ortak görüş, zirvenin Riko ve Oskarlarda olması olsa da her kitabındaki özgünlüğü ve kendini
Aslan Firarda / Cary Fagan
Dikkat! Aslan Firarda! Ama neden? Bir aslan nasıl firar edebilir? 1925 yılında Kanada’nın en büyük şehri Toronto muhteşem bir sirki ağırlamaya hazırlanırken sirkin yolculuk yaptığı tren devriliyor ve vagonların birinden bilin bakalım ne düşüyor? Bir aslan! Neyse ki bu aslan, High Park’a yakın olduğu için sorun yaşamıyor ve bu büyük
Canavarın Çağrısı / Patrick Ness
İlk defa bir kitap hakkında yazacağım yorum yazısına kitabı bitirmeden başlıyorum. Çünkü şu an hissettiğim şey tam da bu. Yazmak. Aslında biraz koşmak da fena olmazdı. Yazı bitince de muhtemelen koşmak için çıkarım.İlk okul dördüncü sınıftayım. Belki de beşinci. İkisi arasında derin farklar yok hatıralarımda. İkisi için de okul dışı
Kayıp Kapının Anahtarı
Öğrenim hayatım boyunca kendimi biraz “öteki” hissedip kabuğuma çekilmiştim. Kabuk zamanla konfor alanı oldu ve orada yaşamanın haricinde bir şeye adım atmak istemedim. “Her güzel şey inanmakla başlar küçük balık.” diye fısıldadı sonra biri. Önce, bana ailemin “küçük balık” dediğini nereden bildiğini sorguladım sonra da bana söylediği cümlenin inanmakla ilgili
Ekşilina
Bazı kitap karakterleri hayatınızı onunla tanışmadan önce ve sonra diye ikiye ayırabilir. Hatta daha ileri gidip çocukluğunuzda yaptığınız ancak yüzleşmekten korktuğunuz şeylerle sizi bir anda baş başa da bırakabilir. Bu karakterleri sevip okşamak yetmez aslında, gösterdiği yere bakmak ve orada biraz duraksayıp sıcak çikolata molası vermek gerekir. Ve bu molalara sadece
Farklı
Geçen hafta kafam çok dağınıktı ve sanki bir güç beni derin karanlık bir kuyuya çekiyor gibi hissettim. Can sıkkınlığı da değil bunun adı, sanki bir girdap. Birkaç sayfa okuduğum “Farklı”ya bayılmış ancak kitaba tam olarak odaklanamamıştım ki her şeyi bir kenara bırakıp kitabı bitirdim. İçinde olduğum girdapta meğerse Steinhöfel’in parmağı
Kalamar Pansiyon
Yaz hikayelerini okumayı çok seviyorum, içinde deniz geçiyor. Yaz hikayelerini kışın okumayı pek sevmiyorum, denize olan özlemim tavan yapıyor 🙂 Hanzade Servi’nin Kalamar Pansiyonu’na da ilk bölümü seversem devam ederim diye başladım,bir de baktım kitabın sonuna gelmişim. Tam bitirecekken uyuyakaldım ve gece boyu rüyamda pansiyondakilerle sohbet ediyor ve denize giriyordum.