
Francesca Sanna Kitapları
Francesca Sanna kitapları ile ilk olarak -yaklaşık 3 sene önce- Taze Kitap yayınlarından çıkan kitabı Yolculuk /Journey ile tanışmıştım. Yazar-çizer ortaklığı olan kitaplar benim için de her zaman daha dikkat çekici oluyor. Francesca Sanna‘nın diline ve çizgisine baktığımda beni derinden etkileyen noktalar ve duygu paylaşımları gördüm.
Francesca Sanna Kitapları
Türkiye’de yayımlanan ilk kitabı Yolculuk ile ilgili Elifle yaptığımız sohbetler bu hikayede babaya ne olmuş olabileceği, insanların neden savaştığı ve iki çocuğuyla yolculuk yapan annenin neden çocuklarından gizli şekilde ağladığı üzerine oluyordu. Bir iki sene önce sıklıkla bu kitabı okutuyordu. Neden ısrarla bu hikayeyi seçtiğini açıkçası bulamadım. Merak ettiğim ve çözmeye çalıştığım nokta, Elif’in bu kitabı okurkenki yüz ifadesiydi. Resimler oldukça güçlü bir anlatıma sahip olduğundan yazılara çok takılmadan da bu yolculuğun pek de istenen/güzel bir şey olmadığını kavrayabiliyorsunuz.
Hemen ardından, bizim için tam zamanında dediğim “Arkadaşım Korku” kitabı yayımlandı. Bu kitapla beraber Elif’in korkuları hakkında mı konuştuk yoksa benim korkularıma mı değindik, gerçekten bilmiyorum. Sadece birini seçme zorunluluğumuz yoksa, bu kitabın hepimize iyi geldiğinden ve korkunun ‘arkadaş’ olabilme niteliğinden, onu büyütmenin sakıncalarından ancak tam tersi korkunun olmama halinin de eksiklik hissettirebileceğinden ve en önemlisi karanlık/siyah olmak zorunda olmadığından söz edebilirim.
Korku Ne Renktir?
Korku hakkındaki kitaplarda alışkın olduğumuz ve bir çok kişiye normal gelen ve çocuklara iyi geldiği söylenen / yazılan kitaplarda yer alan siyahlık okurken bana hiç iyi gelmiyordu. Karanlığın korkutucu olmayabileceğini anlattığı düşünülen kitaplar için de biraz mesafeliyim bu yüzden.
Francesca Sanna’nın korku için neden beyaz rengi seçtiğini sormak ve Yolculuk kitabında annenin gösterdiği cesaretin bana da (ve okuyan çoğu kadına) cesaret verdiğini söyleyebilmek için yazara bir e-posta gönderdim. Cevap vereceğini gerçekten beklemiyordum. Yazdıklarını burada da paylaşmak istiyorum. Türkçe/İngilizce konusunda bana yardımcı olan Çağla ve Serra’ya ayrıca teşekkür ederim.
Lokum Çocuk / Esra:
Francesca Sanna / İngilizce:
Türkçesi:
Sevgili Esra,
Sana bu kadar geç geri döndüğüm için özürlerimi sunuyorum- umarım çok geç kalmamışımdır. Desteğin, güzel sözlerin ve kitabımı kızın ve blogunla paylaştığın için çok teşekkür etmek isterim. Geçirdiğimiz son birkaç ay benim için zor ve yoğun oldu, ve mesajını okumak bana çok yardım etti, bunun için de tekrar teşekkür ederim.
Sorun hakkında ise, evet, “beyaz” renk ‘Me and My Fear’ kitabım ve benim sürecin için çok önemli bir seçimdi. Bir renk seçmem gerektiğinde, karanlık olana gitmek istemedim, çünkü kitabın tüm konsepti korkuyu farklı bir perspektiften görmek. Korku karakteri için beyaz tasarımı seçtim çünkü benim için yeni bir projeye başlamadan önce bana bakan beyaz sayfa gibi bir boşluğu temsil ediyor. Dahası, resimlediğimde sayfayı tamamen doldurmaya alışkınım ve bu renk seçimi beni kitaptaki boş alanla daha fazla denemeye zorladı ve bunu çok ilginç buldum.
Umarım bu sorunu cevaplar(ve mantıklı gelir!) Size her şeyin en iyisini ve harika bir hafta sonu diliyorum,
Francesca
Her iki kitap için de çocuklarla sohbet edilebilir şu sorular aklıma geldi:
– Her yolculuk iyi olmak zorunda mıdır? / İyi olabilir mi?
– Hiç bilmediğimiz ve çok iyi bildiğimiz bir yere gittiğimiz yolculuklar arasında ne gibi farklar olabilir?
– “Korku” denilince kafanda ne canlanıyor?
– Korkunun senin için bir rengi olsa, bu ne olurdu?
– Korku, arkadaşımız olabilir mi?
Yazarın web sitesine buradan bakabilir ve çizimlerine de göz atabilirsiniz.
Şu kitaplar da ilginizi çekebilir:
– Akim Koşuyor
– Çabuksığınlar
– Duvarların İçindeki Kurtlar
Son soru, sizin için korkunun bir rengi var mı?
0 Yorum
Yorum gözükmüyor
Şu anda yorum yok, bu yazı için ilk yorumu sen yapabilirsin!